Onlar, içlerinde ölünceye kadar bedenlerini ısıtabilecek kömür tozu biriktirmişlerdi.Hayatları maden ocaklarının yakınlarında başlar, derinliklerinde biterdi.
O yüzden, maden galerilerini, yaşadıkları şehrin sokaklarından çok daha iyi bilirlerdi.
Soludukları oksijen, kuyudan içilen acı su lezzetinde ve mesai sonrası tulum rengindeydi.
En temiz kıyafetleri, giyecekleri kefendi.
Herşeye rağmen , hayata tutkuluydular.
İyi yağlanmamış makara gıcırtısına benzeyen kahkahaları, iç organlarından parça koparırcasına öksürük nöbetine dönene kadar gülüşürlerdi.
Öksürüklerinin ardından gırtlaklarını temizleyip tükürdüler mi, toprak kararırdı...
Dedeleri, babaları, çocukları, kaderleri değişmezse torunları da az bir ücretle gündüzlerini gece edip çalışacaklardı.
Bu yüzdendir ki her biri, kökleri çok eskilere dayanan bir öç alma isteğiyle doluydu.
Zenginin keyfiyetine istinaden; ‘Biraz da onlar insin ocaklara’ muhabbeti, acılarını hafifletmenin en geyik yoluydu.
Ağzı burnu kırılası, gözü çıkarılası kömür ocaklarında, yoksullukları ve yorgunlukları ile suladıkları topraktan filizlenip fışkıran yaşamlar, onların tek umuduydu.
Farklı partilere oy verseler, farklı inançlara sahip olsalar da; ortak iç sesleri,“Sermaye soygunun sonucudur. Bu çalınmış varlığı geri almak; emeğin hem görevi, hem de hakkıdır’’ sözünün altında ki Karl Marx imzasını kaldırıp, kendi imzalarını atacak kadar korkutucuydu…
Fransız yazar Emile Zola’nın madencileri konu alan ‘Germinal’ adlı romanı ,Soma’da ki 301 madencinin ölümünden çok önce yazılmış ve bu konudafarkındalık oluşturmayı amaçlayan dikkate değer bir romandır.
Bu yazıyı, onun romanından da esinlenerek, alıntılar yaparak kaleme aldım.
Aynı amaçla. Farkındalık oluşturmak için. Ateşi söndürmek üzere, yangın yerine gagasında su taşıyan serçe misali…
Ölüm tehlikesi madenciler için bir, çocuk oyuncağı olmasaydı, ölmezlerdi.
Onlar öldü. Hayatları bitti.
Asıl facia; aldığımız ölüm haberleri değildir!
Ölüm öncesi, madencilerimizin yaşadıkları – yaşamakta oldukları ve yaşayacaklarıdır!
Çünkü, süregelenler için yaşandı bitti diyebilme lüksü; henüz toprağın binlerce kilometre altında ve belki de daha onbinlerce madencinin, yürek yakan öykülerle dolu ölüm haberlerini beklemektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.