AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, Türkiye’nin yeni dönemini değerlendirdiği bir basın toplantısı düzenledi. Babuşcu, Türkiye’nin 2023 hedeflerine daha emin, daha kararlı, daha güçlü adımlarla yürüyeceği bir döneme girildiğini ifade etti.
AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu, Sütlüce’deki AK Parti İl Başkanlığında gerçekleştirdiği basın toplantısında yeni dönemi değerlendirdi. Toplantıya AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu’nun yanı sıra, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti İstanbul Kadın Kolları Başkanı Özlem Topal, AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Gıyaseddin Gergin, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can ve diğer İlçe Belediye Başkanları, AK Parti İlçe Başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
BABUŞCU, “TÜRKİYEMİZ ÇOK DAHA BÜYÜK HEDEFLERE KOŞACAK, ÇOK DAHA GÜZEL GÜNLERE ULAŞACAKTIR”
Konuşmasında 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını değerlendirerek başlayan Babuşçu, muhalefetin mağlubiyeti sorgulamak yerine AK Parti'nin zaferiyle uğraştığına vurgu yaparak şu mesajları verdi. “Türkiye, tarihinde ilk defa halkın oylarıyla Cumhurbaşkanını seçti. Türkiye’ye birçok alanda sayısız ilkler yaşatmış Recep Tayyip Erdoğan, sonunda kendisi de bir “ilk” oldu. Türkiye’de halkın oylarıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı. Türkiye’nin 2023 hedeflerine daha emin, daha kararlı, daha güçlü adımlarla yürüyeceği bir döneme girildi. 10 Ağustos seçimlerinin sonucuyla mutluluk ve sevinç duyanlar sadece Edirne’den Kars’a bu ülkenin insanları değil. Gazze de sevinçli. Uygur kardeşlerimizin de gözleri aydınlık. Bosna, Kosova, Üsküp de mutlu.
3 Kasım 2002 seçiminden itibaren AK Parti karşısında, yerel-genel her seçimde ve referandumda yeni bir hezimete uğrayanlar, kendi hatalarından ders çıkarıp yeni bir siyasi anlayışa sarılacaklarına, bu sefer de Erdoğan sonrası AK Parti’nin zayıflayacağı, bölüneceği, iç çekişmelerle yıpranacağı türünden umutlara sarılıyorlar. Muhalefet başarısızlığın değil de başarının hesabını sormaya çalışmak gibi bir trajikomik hal içinde. 28 Ağustos sonrası Çankaya ile problemli bir kabine görüntüsü ortaya çıksın diye ne yapacaklarını, nasıl bir yol izleyeceklerini düşünüp duruyorlar. Gerek 30 Mart, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimine dair bütün kampanya ve çalışmalarını Paralel yapının yörüngesinde yaptılar. Bu, bir yönüyle muhalefeti temsil noktasında nasıl bir siyasi sefalet için de olduğunun açık bir göstergesi, bir başka yönüyle ise, “Meşru muhalefetle bir yere varamıyoruz, bari kayıt dışı-illegal muhalefetle bir şeyler yapmaya çalışalım” çaresizliğidir.
AK Parti, herhangi bir parti değildir. Herhangi bir parti olsa, bu kadar ilki başaramazdı. Yeni Genel Başkanımızın tanımlamasıyla AK Parti, nesillerle de asırlarla da sınırlı olmayan, kıyamete kadar sürecek olan adalet ve hak mücadelesinin adıdır. Bu partide her şey kendi doğası içinde gelişir ve en güzel karara dönüşür. Nitekim yeni Genel Başkanlık konusunda da dönüştü. Bütün karar alma mekanizmaları devreye sokuldu ve oradan çıkan ortak irade ‘Ahmet Davutoğlu’ dedi. Biz nasıl malum çevrelerin her seçim öncesinde kurdukları hayalleri ve kapıldıkları hevesleri kursaklarında bıraktıysak, bu yeni döneme dair kapıldıkları anlamsız umutları da boşa çıkaracağız inşallah. “Çankaya’da Erdoğan, Başbakanlıkta Davutoğlu” tablosuyla Türkiyemiz çok daha büyük hedeflere koşacak, çok daha güzel günlere ulaşacaktır. Malum çevreler, bunu bildikleri için, yeni dönemde Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında gerilimli, çatışmacı ve huzursuzluk dolu süreçler yaşanması için yeni tahrik, teşvik ve kampanyalara başlatmış bulunuyorlar. Biz de diyoruz ki; 'Bunu bu zamana kadar başaramadınız, bundan sonra da başaramayacaksınız. Başta Davutoğlu olmak üzere AK Parti’deki herkes şu gerçeği bir şuur seviyesinde özümsemiştir: Erdoğan’la olmak, milletle olmaktır.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.