27 Mayıs Darbesi'nin ardından Yassıada yargılamaları sonrası idam edilen Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın ölümlerinin 55. yılında Anıt Mezar'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından anma töreni düzenlendi.
Topkapı’daki Anıtmezar’da düzenlenen törene İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Adnan Menderes’in gelini Ümran Menderes ile Menderes, Zorlu ve Polatkan aileleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, Kur'an-ı Kerim tilavet edildi.
Törende konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anıtmezar inşa edildiği günden bu yana her 17 Eylül'de 3 demokrasi şehidini anmak üzere toplandıklarını ancak bugün farklı bir gururla bir araya gelindiğini belirterek, “Biraz önce kıymetli valimizin Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ziyarette ettiği cümle, aslında burada yaptığımız konuşmalarda o duygu, vücudumuzun her bir zerresini, belleğimizi, aklımızı donatıyordu. Çok ağır ama çok sorunlu bir kelime; Mahcubiyet. O mahcubiyet bu milletimiz içerisindeki demokrasiye, gelişmişliğe, zenginliğe, Türkiye'nin ulaşması gereken hedeflerine yönelik bir tomurcuğu büyüttü” diye konuştu.
“Şehirler unutmaz, ağaçlar unutmaz, topraklar unutmaz, evler unutmaz. Karakter sadece insanın annesinden babasından geçmez, bulunduğu topluluktan, bulunduğu şehirden, yaşadıklarından, tarihten geçer” ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Kimi zaman Fatih'ten tevarüs eder, kimi zaman Alpaslan'dan tevarüs eder, kimi zaman bu topraklarda hiçbir zaman hiçbir şeyin karşılığını düşünmeden, ölümle, şehadetle burun buruna gelen ama milletim, ülkem, dinim, inancım diyen insanların asil karakterlerinden tevasül eder. Bu elbette sözlerle ve cümlelerle anlatılabilir ama bugün sözlerin ve cümlelerin değil, hal dilinin ortaya konulduğu resmin ta kendisidir. Bugün her şey hal diliyle mevcuttur. 1960 darbesi yapıldığında, yapılmadan önce, yapıldıktan sonra orada eziyet edilenler, aslında sadece rahmetle Menderes, Polatkan, Zorlu, Bayar, onların arkadaşları değildi. Eziyet edilen bu milletti, bu milletin değerleriydi, milletin birliğiydi, bu milletin millet olma azmi, kararlılığıydı. Eziyet edilen istiklal mücadelesinde hürriyetini kazanmış bir anlayışın o hürriyetini tekrar çeşitli oyun ve kurgularla geri almaktı.”
15 Temmuz darbe girişiminin arkasında kimlerin durduğunu, kimin destekçileri olduğunu bugün net bir şekilde bildiklerini kaydeden Soylu, aşama aşama elde edilen demokratik gelişmeyi, hukuk üstünlüğünü, kalkınmayı ve vatandaşların hayat standartlarının yükseltilmesini geri alabilmek için neler ortaya konulduğunu da bildiklerini söyledi.
Soylu; “Bugün sadece biz Adnan Menderes'in Fatin Rüştü Zorlu'nun ve Hasan Polatkan'ın karşısında 16-17 Eylül 1961 tarihinde karşı karşıya kaldıkları ve daha sonra ailelerinden o idamın gömleğinin ve ip parasının istendiği bir hale itiraz ediyor değiliz. Bugün muzaffer bir milletin anlayışıyla buradayız. Yani, aynısını 15 Temmuz'da yine bu milletin başına getirmeye çalışanlara karşı dik duran, tanklara karşı liderini vermeyen, demokrasiyi tanklara mahkum etmeyen ve F16'ların, helikopterlerin ortaya koymuş oldukları cinayetlere karşı bedenini bu milletin geleceğine emanet eden kimisi dostumuz olan, kimini tanıdığımız ama kimini tanımadığımız fakat öteki dünyada şefaatine sığındığımız o insanlara aynen şu gün mezarının başında bulunduğumuz insanlar gibi minnettarız ve şükran duyuyoruz. Bu bir karakterdir. İşte bu karakter geleceğimizin en önemli teminatıdır” şeklinde konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da insanlık tarihinde darbeler ve halk iradesine rağmen yönetimi ele geçirmek isteyenler olduğuna değinerek, darbelerin birbirine düşmüş, ötekileştirilmiş, zayıf toplumlarda başarılı olduğunu söyledi.
15 Temmuz'da Türkiye’de de böyle bir oyun oynanmaya çalışıldığını belirten Kadir Topbaş, “Milletimiz, gerçekten imanıyla, yüreğiyle, vatan, bayrak sevgisiyle liderine, devlet başkanına tabi olarak hep beraberce tek yürek oldu. Siyasi kimlikleri etnik ayrımları bir tarafa bıraktı; 'Ülkenin, devletin bekası ve geleceği söz konusuyla diğerleri teferruattır' diyebildi. Dünyaya millet olmak nedir gösterildi” diye konuştu.
Kendisini ziyarete gelen yabancı devlet adamları, idareciler, belediye başkanlarının Türkiye ile gurur duyduğunu söylediğini anlatan Topbaş, şöyle konuştu; “Lübnan Belediyeler Birliği Başkanı, 'Eğer bu 3 yıl önce olsaydı, Mısır darbesi gerçekleşemezdi' dedi. Artık bütün toplumlara, mazlum toplumlara bir örnek olarak şehitler ve gaziler verdik ama duruşumuzu net olarak koruduk. Bugün burada bu anma programını yapabiliyorsak, bu bayrağın gölgesinde beraberce oturabiliyorsak, 15 Temmuz şehitlerimizin, gazilerimizin o iman dolu yüreklerinin tanklara ve toplara karşı duruşu sayesindedir.”
İstanbul Valisi Vasip Şahin ise, “Bu millet kendisi için bir şeyler yapmaya çalışan herkesin, her yöneticinin, her liderinin kadrini, kıymetini bilir. Belki o günün şartlarıyla rahmetli Menderes, bu refleksi hemen göremedi ama yıllar geçtikçe değeri daha çok anlaşıldı ve seveni daha çok arttı. İnşallah bu millet bundan sonra bu tür niyetleri olanlara karşı çok daha dik, çok daha yürekli ve çok daha fedakar şekilde aynı refleksi gösterecektir” şeklinde konuştu.
Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes de “Artık darbe dönemi geçmişte kaldı, bundan sonra darbe olmaz denilen bir anda, 50 yıldır dış güçlerin maşası olmuş vatan hainlerinin planladığı korkunç olayın yaşandı. İlk anlarda inanmak istemedik. Korku filmi mi izliyoruz, yoksa çok kötü bir rüya mı görüyoruz? Anlamakta ve inanmakta zorluk çektik. 15 Temmuz 2016 tarihini ileride sosyologlar, tarihçiler nasıl değerlendirecekler bilmiyorum. Türkiye'nin yaşamış olduğu bu darbe girişimini şiddetle kınıyorum. Beyinleri küçücük yaştan itibaren yıkanmış, üniforma giymiş, gözü dönmüş cani robotların vatandaşlarımızın acımasızca ve tereddütsüz ölümlerine sebep olmaları anlaşılır gibi değil” dedi.
Törene katılanlar, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran'ın dua okumasının ardından anıt mezara karanfil bıraktı. Soylu, Topbaş ve Şahin, daha sonda Anıtmezar’ın yanında yer alan Aydın Menderes’in mezarını da ziyaret ederek dua etti. Tören, katılanlara lokma dağıtılmasıyla son buldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.