Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleri ile ilk kez bir araya geldiği toplantıda YÖK'ün geleceğe dair yeni vizyonunu paylaştı. Toplantıda ayrıca 2021-2022 eğitim ve öğretim yılına dair istişarede bulunuldu.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'dan üniversitelerde yüz yüze eğitimle ilgili son dakika açıklaması geldi.
'EĞİTİM YÜZ YÜZE BAŞLAYACAK'
YÖK Başkanı Özvar yaptığı açıklamada "Bu yıl, yani 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında salgının gelişme seyri ve ilgili kurum ve kuruluşların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacaktır." ifadelerini kullandı.
Yüz yüze eğitim süreci ile ilgili izlenecek yol haritasına da değinen YÖK Başkanı Özvar, “Bu yıl, yani 2021-2022 eğitim ve öğretim yılında salgının gelişme seyri ve ilgili kurum ve kuruluşların uyarıları da dikkate alınarak üniversitelerde örgün eğitim yüz yüze başlayacaktır. Bununla birlikte yükseköğretim kurumlarımızla koordinasyonun sağlanabilmesi için salgının seyrine göre harmanlanmış eğitim modeli de örgün programlarda halen olduğu gibi kullanılmaya devam edebilecektir. Özellikle uygulamalı eğitimlerin gerekli tüm tedbirler alınarak yüz yüze yapılmasının sağlanması program kazanımlarının elde edilmesi açısından oldukça önem arz etmektedir. Teorik derslerin ise salgının seyrine göre yüz yüze veya belirli bir oranda uzaktan öğretimle verilebileceğini hatırlatmakta yarar görmekteyim. Tabii kampüs ortamı, birden fazla birimin ve bu birimlerin öğrencilerinin akademik ve idari personelinin bir araya geldiği ve toplumdan gelen bireylerin de etkileşimde olduğu ortamlardır. Kampüslerde eğitim faaliyetlerinin yanı sıra akademik araştırmalar, çeşitli hizmetler ve idari faaliyetler de yürütülmektedir. Dolayısıyla yükseköğretim kurumları tarafından salgının kontrolünde sadece eğitim yönünden değil faaliyet alanlarına göre de riskler belirlenmeli ve buna göre önlemler alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
"Yüz yüze eğitimde riski azaltacak ve yayılmayı engelleyecek bazı koşulları sağlaması gerekmektedir"
Covid-19 salgınının yayılımı konusunda tedbirleri içeren Güvenli Kampüs kılavuzunun da hazırlandığına dikkat çeken Özvar, “Yükseköğretim kurumlarının salgın dönemlerinde yüz yüze eğitimde riski azaltacak ve yayılmayı engelleyecek bazı koşulları sağlaması gerekmektedir. Bu doğrultuda dünyada da çeşitli kurum ve kuruluşlar enfeksiyonla mücadele için çeşitli önerilerde bulunmuş ve uygulamaya başlamışlardır. Yönetsel olarak üniversitelerin merkezi ve bölgesel otoriteler ile yakın iletişimde ve iş birliği içinde olmaları kritik önem taşımaktadır. Bir küresel salgında ülke politikaları doğrultusunda genel önlemler alınması tüm kurum ve kuruluşlar için zaruret teşkil etmektedir. Nitekim salgının bölgesel ve yerel seyri de farklılık gösterebilmekte, yerel otoritelerle yakın iletişimde olunması salgının yayılmasının önlenmesi ve kontrolü anlamında önem arz etmektedir. Dolayısıyla üniversitelerimizden salgın süreçlerinde eğitim ve öğretimin uygulanmasına yönelik plan yapmaları ve farklı programlar ve uygulamalar için farklı tedbirleri hayata geçirmeleri beklenmektedir. Yükseköğretim Kurulu olarak kampüs ve yerleşkeler için Covid-19’a yönelik tedbirleri içeren bir Güvenli Kampüs kılavuzu ile eğitim öğretim süreçlerine yönelik ikinci bir rehberi bu yıl güncellemelerle birlikte çerçeve kararlarımızı içeren bu iki rehber uygulamalar da yol gösterici olacaktır. Alınan kararları da içeren bir web sitesi de anlık takipler için yardımcı olacaktır” şeklinde konuştu.
"Yurtlarda mümkünse aşılı kişilerle aşısız kişilerin ayrı yerlerde kalmasının sağlanması önerilmektedir"
Üniversitelerde gerçekleşecek yüz yüze eğitim sürecinde yurtlarda alınması gereken önlemlere de değinen YÖK Başkanı Özvar, alınacak önlemler hakkında şunları kaydetti:
“Yüz yüze eğitime hazırlanırken akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimizin aşılanmalarının tamamlanmasının teşvik edilmesi, ayrıca sosyal ve ortak kullanım alanlarında alınması gereken tedbirlere riayet edilmesi son derece önemlidir. Kampüs ve yerleşkelerde maske ve mesafe kurallarına uyulması, yurtlarda mümkünse aşılı kişilerle aşısız kişilerin ayrı yerlerde kalmasının sağlanması, aşısız bireylerin PCR takiplerinin yapılması, belirti gösterenler için izolasyon odalarının bulundurulması ve hem yurt hem de yerleşkelerde tıbbi danışmanlık verilebilmesi, dersliklerin mümkün mertebe havalandırılması, ders saatlerinin sınırlı tutulması, blok derslerin yapılmaması, mutlaka ara vererek dersliklerin havalandırılmasının sağlanması basit gibi görünen ancak salgının yayılmasını azaltmada büyük önem taşıyan önlemlerdir. Havalandırma koşulları iyi olmayan amfi ve dersliklerle laboratuvarlarda maksimum kişi sayısı ve kapasitenin aşılmaması, öğrencilerin gruplara bölünmesi de yine önemli uygulamalardır.”