Yerel seçimleri partiler değil doğru adaylar kazanır…

.

Türkiye’nin başkanlık sistemine geçişinin ardından yapılan ilk seçim olan 31 Mart 2019 yerel seçimleri, pek çok ilki hayata geçirmişti.
Örneğin; 5 yıl öncesindeki yerel seçimde siyasi partiler 'yasal bir çerçeve olmadan', "ittifak" kurmuşlar ve seçimde de iki ittifak blokunun adayları yarışmıştı. Neydi bu bloklar? AK Parti ve MHP Cumhur İttifakı, CHP ve İyi Parti'nin Millet İttifakı.
Bunun dışında Millet İttifakı’nın içerisinde yer almasa da HDP, 11 büyükşehir ve ilde Millet İttifakı lehine aday çıkarmayarak, bu ittifaka destek vermişti.
Ayrıca aynı ittifaktan tek bir adayın yarıştığı seçim bölgelerinin önemli bir bölümünde, belediye meclisi seçimlerinde de partiler ortak listeler oluşturarak seçimlere katılmıştı.
Bu ittifaklarla gidilen 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, CHP’nin çeyrek asırdır AK Parti'nin elinde bulunan Ankara ve İstanbul dahil olmak üzere 11 büyükşehir belediye başkanlığını aldı. Millet İttifakı yerel seçimlerde büyük bir başarı hikâyesi yazmıştı.
Bundan sonraki süreçte Cumhur İttifakı devam ettiği müddetçe Millet İttifakı'nın da devamı mantıklı görünüyordu. Dahası, özellikle CHP ve önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu açısından ittifak siyaseti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı "devirme"nin tek yolu olarak görülüyordu. Çünkü CHP; yüzde 25 civarındaki oy potansiyeliyle yüzde 50+1 barajını aşamazdı.
Olabilecek en geniş tabanlı ittifakı kurma niyetiyle 'Altılı Masa' işte böyle doğdu. Ancak 14-28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde, 6'lı Masa umduğunu bulamadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da deviremedi.
Ancak ittifak siyasetinin raydan çıkarak geldiği aşama, Kılıçdaroğlu’nun Deva, Gelecek, Saadet ve DP’ye parti kurullarından önceden aldığı yetkiye dayanarak CHP kontenjanından 39 milletvekili vermesi ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile parti kurullarının da sonradan öğrendiği protokolü imzalaması oldu.
Son CHP Kurultayında Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesinde seçim yenilgisinden de çok bu iki konu rol oynadı. Özdağ’a biri İçişleri Bakanlığı olmak üzere üç bakanlık, üst bürokraside söz hakkı ve HDP’li belediye başkanlarının yerine kayyum atanması sözü verilmesi, ne Millet İttifakı liderleri ne de CHP seçmeninin içine sindireceği bir anlaşmaydı.
Seçim yenilgisiyle fiilen dağılan Altılı Masa'yla artık yerel seçimler için yeniden ülke genelinde bir ittifak kurmanın zaten pek bir mantıklı görünmüyor. Zaten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 81 ilde seçimlere tek başlarına gireceğini açıklayarak 'ittifak'a da kapılarını tamamen kapattı.
Peki, şimdi ne olacak? İttifak olmadan belediye başkanlıklarını kazanmaları çok zor olan bu partiler nasıl bir araya gelebilecekler.
Bu konuda CHP'nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel'in, son haftalarda parti içindeki krizlerle boğuşan Meral Akşener ile 'ittifak' değil ama 'iş birliği'ni önemsediği görülüyor.
Yani şayet bir araya gelebilirlerse, yeni formül daha çok 'iş birliği' üzerine kurulu olacak. Ancak bu işbirliğinin hayata geçse dahi yine CHP ve İYİ Parti'nin her yerde 'iş birliği' yapmayacakları da kolaylıkla anlaşılabiliyor.
Sonuç olarak önümüzde daha zaman var. Yerel seçimlere giderken, 'iş birliği' anlamında sürprizlere hazır olmakta fayda var!

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri