Devre arası da sezon başı gibi değerlendirilirse; yandı gülüm keten helva! Zira sezon başı alınan oyuncuların birçoğu sayısal anlamda katkıda bulundu, ilk tahlilde üç oyuncu için “ Performans testleri neticesinde belirlenen hedeflere ulaşamadıklarından” denilerek, kadro dışı bırakıldı.
Anlayacağınız; başkaları nokta atışı yapar, aldığı oyuncular katkı sağlar. Kısaca Trabzonspor, uzun bir denemeye tabi tutmuş; alındılar, oynatıldılar, tutmayınca elde tutmanın gereği yok denilerek, yan sahanın yolu tutturulmuş…
Tüm bu olumsuzluklara rağmen diğer maçlara oranla daha iyi başladı Trabzonspor. Koşan, mücadele eden, en azından elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar. Nwakaeme’nin bir topu da direkte patladı bu arada.
Amma velâkin Ali Şansalan, maçın gidişatına öyle bir imza attı ki, Baker’e yapılan hareket için çalmadığı faule, devamında verdiği penaltıya güler misiniz, ağlar mısınız? Şaka gibi! İnsan rüyasında görse hayra yorar! Sadece o değil; Trabzonspor lehine verdiği penaltı da evlere şenlik, telafi etti desek abartmış olmayız.
İkinci yarının hemen başında Tunay, kaleci Uğurcan ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu değerlendirebilse, ayrıca Skoda’nın direkten dönen topu gol olsa, Trabzonspor’un 0-2’den maçı çevirmesi mümkün değildi, dolayısıyla skoru hakem belirlemiş olacaktı ki!
Abdullah hocanın işi hiç de kolay değil. Dediğimiz gibi devre arasına kadar ne alırlarsa… Ne doğru bir sözmüş, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”. Bordo-mavili takım, komşu Rizespor’dan aldığı galibiyet sayesinde derin de bir nefes almış oldu!
TRABZON NEFES ALDI!
Transfer döneminde gerekli müdahaleler yapılmaz, önlem alınmazsa, ligin ikinci yarısı yediden yetmişe her Trabzonsporlu, lig sona erene dek her maçta bildiği tüm duaları okur!