Keyifli, bol pozisyonlu bir maç beklerken açıkçası beklediğimiz bir maç başı senaryosu gerçekleşmedi. Hızlı, önde başlayan Başakşehir, Uğurcan'ın başarılı kurtarışı ile umudunu erteledi.
İlk 30-35 dakika gibi Başakşehir hakimiyetiyle geçilirken bu kez Trabzonspor sazı eline alan takım oldu. "Bu gol nasıl kaçar?" konulu videolara malzeme bir pozisyonda bu kez Mert kalesinde devleşti ve Trabzonspor'un umutlarını ertelemesine sebep oldu...
İlk bölümde rakibinin üstün gözüken oyununu lehine çevirip ilk yarıyı bitiren Fırtına, ikinci yarıda etkili oyununu sürdürüp penaltıdan golü buldu.
Lakin Crivelli'nin defans arkası koşusuna, Uğurcan'ın zamanlama hatası penaltı ile sonuçlandı. Oyunu tutmakta zorlanan Trabzonspor'un 'galibiyeti muhafaza etme hastalığı' bir kez daha depreşti denilebilir ve kalesinde yine gol görmüş oldu.
***
Eksik oyuncuları ile kurguladığı yeni orta alanı, muadillerinin oyununu üretemedi Trabzonspor'da.
Başakşehir akabinde ikinci golü de coşkusuyla bulmuş oldu. Sturridge ve Sörloth'un birlikte etkili olması beklenirken bu kez Parmak'ın oyunun iki yönünde varlığı çok aranmış oldu.
Bazı oyuncuların varlığını yokluğunda fark edersiniz. O enerji eksikti Trabzonspor'da... Gol yeme hastalığı nasıl depreştiyse, reaksiyoner takım olma hali de depreşti ve sonuna kadar maçı bırakmadı Trabzonspor...
Ve bu karşılaşmadan, ligin en üst düzey takımlarından biri karşısında son saniyelerde de olsa beraberlik ve bir puanla ayrılmak sezon sonuna kadar verilecek savaşın işareti gibiydi.
Kazanamıyorsan kaybetme!.
SONUNA KADAR
.