Habertürk'te katıldığı bir programda ilk olarak milli takımın durumunu değerlendiren Dilmen, " Milli Takım 'ın sorunu yabancı kuralı değil, eğitim" ifadelerini kullandı.
Dilmen, son günlerin tartışma konusu olan yabancı kuralıyla ilgili olarak "Rekabet için yabancı kontenjanında sorun yok. Bugün önemli milli takımların oyuncuları, yurt dışında oynuyor ve başarılı da oluyor. Bunun artısına eksisine baktığımız zaman kritere takıldığımızı düşünüyorum. Yerli sporcuların yabancılara göre teknik adam ve futbolculara göre dezavantajı hakkını alamaması. Yerliler hakkını alamıyor" dedi.
AĞLAYAN BUFFON, GÜLEN ARDA KIYASI...
İsveç maçı sonrasında ağlayan Buffon ile İzlanda mücadelesi sonrası güldüğü fotoğraflar ekrana yansıyan Arda Turan arasındaki kıyasın yanlış olduğunu dile getiren Dilmen "İnsanlar bunu kıyaslıyor. Ben doğru bir kıyaslama olduğunu düşünmüyorum. Bazı insan vardır, tepkisini farklı gösterir. Kaldı ki o görüntüden 5 saniye sonra Arda'nın kulübede ağladığını gördüm. O bir kızgınlık, üzüntü, sinirle gülmek gibi... Buffon'unkisi kulübeye bırakmadan ağlamasıdır. Arda'nın en az Buffon kadar üzüldüğüne eminim" yorumunu yaptı.
"SORUNUMUZ EĞİTİM VE OYUNCU YETİŞTİREMEMEK"
Dilmen, Türk futbolundaki asıl problemin eğitimden kaynaklandığını vurguladı. Üst yapıdaki çalıştırıcılar ile altyapıdakiler arasındaki ekonomik farklılığı dile getiren Dilmen "Aslında tarihimize dönmek gerekirse tuhaf bir ülke futbolumuz var. Milli Takım olarak tarihimizde Dünya Kupası'na ve Avrupa Şampiyonası'na iki ya da üçer kez gittiğimizi görüyoruz. İtalyanlar ise 60 yıl aradan sonra ilk kez İsveç'e elenerek gidemiyor ve büyük bir travma yaşıyor. Biz antrenmanlıyız ama ağlanacak halimize gülüyoruz. Bu kadar nüfusun bulunduğu ülkede bu kadar gencimize rağmen ve işin ilginç tarafı gidersek de baaşrılı oluyoruz. Son Dünya Kupası'na gittik ve 3. olduk! Avrupa Şampiyonası'na 2008'de gittik 3. olduk. Az ama öz gidiyoruz. Çünkü bizim bir felsefemiz, spor kültürümüz yok. Almanlar 10 yıl önceden temelini atıyor. Biz her seferidne ayrı isnan kaynaklarıyla yenilenmeye çalışıyoruz. En büyük problem eğitimle ilgili aslında. İyi eğiticilerimiz var ancak gereken destek verilmiyor. Yani üst yapıdaki bir eğitmenle altyapıdaki önemli olan eğitmen arasında ekonomik olarak akıl almaz bir uçurum var. Üstteki eğitici çok yüksek ücretlere çalışırken altyapıdaki eğitici ayda 1.000 Euro 'ya çalışıyor. 1.000 Euro'yu görünce de 'Oh şükür' diyor. Bizim eğitici yetiştirmemiz lazım. Eğitmen ne yapıyor, kulüp takımı bulduğu zaman hemen ayrılıyor ve Milli Takım'daki proje yarım kalıyor. Temelimizde eğitim problemimiz var ve oyuncu yetiştirmede büyük sıkıntı yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
"TFF İÇİN DEĞİL FUTBOLUN GELİŞİMİ İÇİN 5 SENE SÜRE VERSİNLER"
Dilmen, Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına aday olmayacağını belirterek, futbol yapılanması içerisinde bir süre zarfındaki teklifi kabul edeceğini ise şu sözlerle dile getirdi:
"Son kez yorum yapayım: Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına Allah ömür verdiği süre boyunca hiç aday olmayacağım. Futbolun gelişimi için bir yer gösterilirse Türkiye'de bana güvenebilirler. TFF başkanlığı değil, futbol yapılanması içinde 5 sene süre versinler. 6 ayda uçururum demiyorum ama 5 sene sürede öyle bir anahtar teslim ederim ki..."