ÖMER ÇELİK: HABERİ GÖSTERİM EKLEDİ TARİH’TE EŞİ YOK

MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Doğu Akdeniz'deki Türk gemisine hukuksuz arama konusundaki iddialarıyla ilgili olarak, önemli açıklamalarda bulundu.

Celik, Fransa'nın Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımasına sert tepki göstererek, "Fransa duruyor, Karabağ'ın bağımsızlığını tanıyor. Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımak demek oradaki işgale onay vermek demektir. BM kararlarına da aykırı bir durumdur" dedi.
Öte yandan Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Doğu Akdeniz'deki Türk gemisine hukuksuz arama konusundaki iddialarıyla ilgili olarak, "Kılıçdaroğlu diyor ki 'Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı', Sayın Cumhurbaşkanının tüm arkadaşlarımızda telefonu vardır. Böyle bir konu da Türkiye haklıyken çıkıp Kılıçdaroğlu, Almanlar'ın tezini Türkiye'nin tezine göre doğru bulması, son derece şaşırtıcı. Son derece yadırgatıcı buluyoruz. Siyasi tarihte örneği yok. Teknik bilgi verilmesine rağmen Kılıçdaroğlu'nun buna devam etmesi son derece yanlıştır" ifadelerini kullandı.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde; 
Maalesef vaka sayılarında yükseliş var. Bütün tedbirler açıklanmasına rağmen maske mesafe temizlik konusunda zaaflar ortaya çıkıyor. Bu da mücadeleyi zayıf kılıyor. Dünyaya örnek olacak bir mücadele veriyorlar. Sağlık çalışanlarımız insan sevgisinin ve vatan severliğin tanımını yeniden yazıyorlar. Hepsine müteşekkiriz. Bütün gösterdikleri fedakarlıklar için sevgilerimizi saygılarımızı sunuyoruz.
DİYARBAKIR ANNELERİ
466. gün sonunda 21 annemiz evladına kavuştu. Bütün vatandaşlarımıza, yetkililerimizi teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bütün Türkiye'nin kalbi onlarla atıyor.
'AK PARTİ ÇALIŞANLARINA ÜCRET ÖDEMİYOR' İDDİALARINA CEVAP
Bugün bazı yayın organlarında hiçbir geçerliliği olmayan yalan haberler var. AK Parti çalışanlarına ücret ödeyemiyor gibi haberler bizi çok şaşırttı. Kovid süreci Hazine'den aldığımız payın %40'ını teşkilatlarımıza gönderiyoruz. Sahada bu çalışmaları yürüten, Türkiye'nin demokrasi mücadelesine destek veren AK Parti açısından teşkilatımızdır. Teşkilatımızın ihtiyaçlarının karşılanması bu mücadele için gereklidir. Ödenmemiş ilçe ve il binasının kirasıyla ilgili bir durum söz konusu değildir. 
Türkiye'nin en büyük hareketi olarak kuşkusuz en büyük gücümüzün teşkilatımız olduğunu bilerek her MKYK toplantımızda bunları değerlendirdiğimizi söyleyebilirim. 
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN TARİHİ ZİYARET
Siyasi gündemi yakından takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız çarşamba günü Azerbaycan'a ziyaret gerçekleştirecekler. 9-10 Aralık'ta Bakü'yü ziyareti Azerbaycan Türk'ü kardeşlerimizle buluşmamız son derece önemlidir. 9 Kasım'da anlaşma sonrası Ermenistan çekilmesi için anlaşma sağlanmıştı. 1 Aralık'ta bu sona erdi. Ele geçirilen topraklar Azerbaycan toprakları, BM'ye göre de öyle Ermenistan 30 yıl boyunca burayı işgal etmiştir.
FRANSA'YA SERT TEPKİ 
Fransa duruyor Karabağ'ın bağımsızlığını tanıyor. Yukarı Karabağ Cumhuriyetini tanımak demek oradaki işgale onay vermek demektir. BM kararlarına da aykırı bir durumdur. Fransa'yla son zamanlarda dünya barışı konularında en anormal davranışları onlardan görüyoruz. Şimdiye kadar Fransa'nın buraların Azerbaycan toprağı olduğuna dair bir beyanı olduğunu duymadık. Tamamen dar bir çevreye şirin gözükme kaygısıyla yapılmış bir davranıştır. 
Burada Ermenistan tarafının da şunu değerlendirmesi gerekiyor. Fransa benzeri ülkelerin attığı adımlar Ermenistan aleyhine atılmış adımlar değildir. Fransa gibi ülkeler rehin politikası izliyor. Fransa'nın aldığı karar sembolik gibi bir karar olsa da provakatif bir karardır. Zaman zaman yapılan görüşmelerde görüyorsunuz ki Macron'un tek bir hedefi var. Türkiye'ye karşı kışkırtıyor, birlikte hareket etmek istiyor. Dar bir yaklaşımlar hareket ediyorlar. Bu yaklaşımdan vazgeçmesi Türkiye ile saygı çerçevesinde bir yaklaşımla hareket etmesi gerekiyor. 
'FRANSA'NIN AMACI TÜRKİYE'YE KARŞI BLOK OLUŞTURMAK'
Tek bir temeli var Türkiye'ye karşı blok oluşturmak. Suriye ve Doğu Akdeniz'de bunu yapıyor. Fransa açısından Türkiye karşıtlığı doğru bir politika değil. Benzer bir konusu maalesef Yunanistan tarafından gündeme getiriliyor. Tam AB zirvesi öncesi Türkiye karşıtı son derece provakatif açıklamalar yapıyorlar. Yunanistan Başbakanı diyor ki; Türkiye ile olan sorunumuzu AB sorunu haline getirdik. Yani Yunanistan AB'yi peşine takmış sonuçsuz ilişkiler kurma konusunda AB'yi yanlış yere sürüklüyor. 
'YUNANİSTAN ŞANTAJ SİYASETİ UYGULUYOR'
Müzakere masasına oturulursa kazan kazan temelinde Türk diplomatlarının kabiliyetlerini göstereceği siyasi irade Türkiye'de mevcuttur. Ama masaya oturmaktan kaçan sürekli şantaj siyaseti uygulayan Yunanistan'dır. Türkiye olmadan AB'nin güveni olmaz, sadece mülteci meselesinde bile Türkiye bu kadar mülteciyi misafir ederek, Avrupa demokrasisini kurtarmıştır. Türkiye tabi ki bunu mazlum mültecileri kurtarmak için yapıyor. Mülteci meselesi çıktıktan sonra faşist partiler 2. parti haline geldiler. Eğer Türkiye bu insanı vicdani ölümden kaçan mazlumlara kol açmasaydı aynı kavimler göçü gibi Avrupa'nın jeopolitik haritasının altüst olduğu bir durumla karşılaşacaktır. Hatta bugün liderlerin çoğu başta olamayacaktı. Faşistler yönetimi ele geçirecekti. Buna karşı Türkiye'ye yaptırım dili kullanmak gerçekten bir akıl tutulmasıdır. Avrupa köprü kurmalı, duvar örmemelidir. 
Bu coğrafyada beraber yaşayacağız. Uzak kimselerden medet umarak Türkiye'ye dayatmada bulunmanız hiçbir şekilde sonuç almaz.
KILIÇDAROĞLU'NUN TEPKİ: SON DERECE ŞAŞIRTICI
Kılıçdaroğlu diyor ki 'Sayın Cumhurbaşkanına saatlerce ulaşılamadı',. Sayın Cumhurbaşkanının tüm arkadaşlarımızda telefonu vardır. Böyle bir konu da Türkiye haklıyken çıkıp Kılıçdaroğlu, Almanlar'ın tezini Türkiye'nin tezine göre doğru bulması, son derece şaşırtıcı. Sonuç ne oluyor, Türk devletlerinin kurumları açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. Hukuki bilgi veriyorlar. Bu tezi dayandırdığınız teknik bilgiler yanlıştır. Bakın Yunanlılar manşet atıyorlar. Başkası tarafından takdir görmüyor sadece oradan takdir görüyor. 
'SİYASİ TARİHTE ÖRNEĞİ YOK'
Bakın bu gemi hadisesinde kendilerini, Türk muhalefet tarafından doğru bulunduğunu belirten beyanat veriyorlar. Kendi devletine karşı eleştiriler olan yabancıların tezlerini, kendi devletine tezine karşında gerçek bir tez gibi savunan bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Son derece yadırgatıcı buluyoruz. Siyasi tarihte örneği yok. Teknik bilgi verilmesine rağmen Kılıçdaroğlu'nun buna devam etmesi son derece yanlıştır. 

 


CHP'DEKİ TACİZ İDDİALARI
Böylesine 5. kol faaliyet olabilir mi? Yine Doğu Akdeniz'de aynı şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Dün ki konuşmasında, bol bol ahlaktan bahsediyor. Bakın kendi içlerindeki tartışmayı gündeme getiriyorum. Taciz tecavüzle ilgili bir gündem var. Kendi arkadaşları içerideki suskunluğu eleştirdi. Bu kurumsal suskunluk karşısında diyebildikleri şey mağdur kişileri mahcup etmek istemiyoruz. Ortada taciz tecavüz iddiaları varsa bunun karşısındaki kurumsal suskunluk bu ahlaksızlığa göz yummaktır. Kadın onuru karşısında susanın ondan sonra siyasette söyleyecek bir şey olmaması gerekir. Çıkın deyin ki, bu var ya da yok. Dün defalarca yalanlanmış, konulardan temeli olmayan konulara kadar iddialarda bulunuyorlar. Bu tecavüz taciz skandalıyla niye susuyorsunuz? Bunu sizin arkadaşlarınız gündeme getiriyor. Kadınlara saygı gereği bunun en sert şekilde gereğinin yapılması lazım, bunların tasfiye edilmesi lazım, bunların temizlenmesi lazım. Burada kişisel bir suskunluk yok, kurumsal suskunluk sağlıklı ahlaklı bir suskunluk değil. Kamuoyuna yansıdığı için biz kendi takibimizi de yapacağız. Kadın haysiyetini onurunu korumak her birimizin üstüne vazifedir. Biz de üzerimize düşeni yapacağız. Dün bir deyim kullandı. İnşallah anlamını biliyordur. Diyor ki; Hükümet sözcülerini dinliyorum. Alis Harikalar Diyarı'nda gibi konuşuyorlar. Verilecek en iyi cevap partinizin içinde geçen alacakaranlık kuşağıdır. Bir an evvel bu suskunluktan vazgeçmeniz gerekiyor. 
REFORM ÇALIŞMALARI
Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir takım istişareler yapılmaya başlandı. İş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi arkadaşlarımız. Bütün bu çerçeve içerisinde STK'ların da görüşleri alınacak. Parti içinde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu konularda yaptığımız çalışmaların konusu güven veren ve erişebilir bir adalet şeklindeydi. Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş yoktur. Bu ülkede herkes ev sahibidir, kiracı değildir. Bu çalışmalar güçlü bir şekilde yapılacak ve arkasından sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. 
KILIÇDAROĞLU'NUN MECLİS'TE ADAY OLUP OLMAYACAĞI SÖZLERİ
Sayın Cumhurbaşkanımızın bir değerlendirmesi olmadı. CHP içerisinde de tartışılıyor. Bu adaylık meseleleri, ithalat-ihracat meselelerine dönmüş. Sayın Kılıçdaroğlu, çok iddialar şeyler söyledi. Daha tutarlı bir davranış olur. Yine ithal aday arayışı içerisine girerse, CHP içinde ciddi eleştiriler var. Bu da yine Kılıçdaroğlu'nun iddiasızlığının altının çizilmesi gerekir. Çelişki öbür taraftadır. Bizi ilgilendiren bir konu değildir. Şunu söylüyor, tabi ki bir yerde oturulur bir aday desteklenir. Ama dün yaptığı açıklamalarda öylesine bir tavır sergiliyor ki kendisinin bu misyona hazır olduğunu, görev alacağını ifade eden bir tutum sergiliyor. Kendisi açısından tutarlı mı davranacak tutarsız mı davranacak hep beraber göreceğiz.
TELEFON DİNLEME İDDİALARI
Böylesine bir iddia koyduktan sonra İçişleri bakanımız tarafından güçlü bir şekilde çürütüldü. Bu kanunların verdiği yetkiyle yapılan dinleme konusu bir yöntem. Bakanımız bunu açıkladı. Hakim tarafından oluyor, birçok mekanizma tarafından denetleniyor diye. Hem idari açıdan hem hukuki hem de siyasi açıdan açık bir sistem. Siyasi sorumluluk sadece iktidar partisine ait değil. Bu bütün partilerin paylaşması gereken bir şey. Ellerinde bir bilgi belge varsa yetkili makamlarımıza göndersinler. Yoksa bugün güvenliğimiz için bizi koruyan tüm yetkililerden özrü dilemesi gerekiyor. Bu açıklamaları yaparken çok dikkatli olmalılar. Sayın Karamanoğlu, sayın Kılıçdaroğlu neye göre söylüyor. "Aklıma geldi, söylüyorum." böyle bir olay yok. Eğer varsa ellerinde bir bilgi gidip savcılığa başvuruda bulunacaklar. Aksi takdirde bütün içişleri teşkilatından özür dilemelidir.
TANK PALET FABRİKASI SATILDI İDDİASI
Bir yalan siyasetinin sistematik bir şekilde devam ettirildiğini görüyoruz.
Bilgi paylaştık, buradan cevap verdik, Meclis'ten cevap verdik. Tank palet fabrikasının satıldığı açık bir şekilde yalandır. Bütün vatandaşlarımız net bir şekilde söylüyorum, CHP'nin iddiası yalan siyasetidir. Fabrika satılmamıştır, sadece fabrikanın işletme hakkı devredilmiştir ve tüm denetim Milli Savunma bakanlığındadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri