Efsanesi 8'inci yüzyıldan bilinen üç maymun ilk önce bir felsefe olarak
19.yüz yılda...20'inci yüz yılın ilk 20 yılında İstanbul’da ortaya çıkmasıdır aslında bu üç maymunun dayandığı felsefe 8 inci yüzyıldır ....
Hedefleri Hep kendi saltanatlarıdır...
Ülke futbolu hiç umurlarında olmamıştır... hedefleri sürekli para ve kendi menfaatleri bencilikleri olmuştur...
Bunlar için bir İlham noktası ülke futbolu olmuştur, İstanbul’da GS, FB, BJK, adındaki üç gözü, bir çok eli ve korkutucu bir yüzü olan TFF, ve MHK. İle her zaman emellerini gerçekleştirmişlerdir hatta bazen ortadaki pastayı pay etmişlerdir.....
Gerçek futbol severler hakemlerden çok korktukları için onu görmezlerse, duymazlarsa ve onunla konuşmazlarsa hakemlerin’nın onları rahatsız etmeyeceğine inanmışlardır çünkü adil ve hakkaniyetli olmamışlardır....fakat üç maymunun istedikleri ortam olmuştur istediklerini yapmışlardır onlar için bu alışkanlık haline gelmiştir..
8 'inci Yüzyıl’dan 19.yüzyıl'a hatta 20'inci yüzyılın ilk 20 yılında günümüze kadar üç maymun felsefesinin geçirdiği değişimler pek fark etmemiştir.!!
Artık Eskisi Gibi Olacak mı Futbol ?
Eskisi gibi olacak mı futbol derken saltanat yakılacakmı tekrar korku bu mu..?
Dünya'yı saran korona kabusu başladığında insanlar ‘da öylesine bir kabusa kapıldı ki bütün düzen alt üst odu.. insanlık için korkunç bir olaydı bu yakın tarihte böyle bir olayı ülkemiz yaşamamıştı...her şey allak bullak oldu.. haliyle bütün iş kollarında sanayide finans sektöründe ekonomide insanlar ilk şoklarını yaşadı...
Futbolda ebetteki bu konudan en çok etkilenecek olandı...
Futbolda on binlerce insan bir maça gittiğini düşünürsek her hafta süper lig de dahil olmak üzere bir haftada sadece futbolda yüzlerce maç yapılıyor...
korona virüsünün çok hızlı ve insandan insana temas yakın temas hatta sosyal temastan bulaştığı için kesinlikle futbol maçları oynayamazdı....
Oynanması da doğru olmazdı nihayeti de bir hafta seyircisiz oynandıktan sonra bunun böyle gitmeyeceği görüldü,
Futbolun bacasız bir sanayi olduğunu düşünürsek ülkemizde de futbol takımlarımızın da bu sektörün lokomotifi olduğunu düşünürseniz taraftar yani seyirci de bu lokomotifin itici gücü olduğunu da kabul etmeliyiz...
Ve liglere ara verildi.!.
Liglere verilen bu arayı sonuçları itibaren kötü de olsa bütün kesimler tarafından işin vahameti açısından doru olduğu kanısına varılarak normal karşılandı... buraya kadar olanlar gayet normal olması gereken, bu dedik noktayı koyduk ve lige ara verildi...
Fakat ..!
Futboldaki İstanbul’un üç maymunun ayak oyunlar mi dersiniz, masa başı oyunlar mı dersiniz, ne derseniz deyin lige verilen bu arada kalan sekiz maç nasıl oynansın
Seyircili, seyircisiz, durumları tartışılırken bu üç maymunun hokkabazları play off olsun, Haziran'da Oynayalım Temmuz’da oynayalım gibi seçenekler ortaya atmaya başladılar...
Önce Nisan ayında ligleri oynatmayı düşünüyorlardı. ama bu imkansızdi bir hafta sonra bu yönde haberler çıktı, çıkmaya devam etti, Şimdi söylenenler duyumlar da bu yönde TFF Liglerin başlaması için Haziran ayında olursa 12'sinde Ağustos olursa Kurban Bayramı bitimi 9 Ağustos düşünülüyormuş nerde nasıl oynanacağı konuşulur tartışılırken.
Anlaşılan o ki kulüpleri batma noktasına getirip sonra ligi tescil etmek zorunda kalıyoruz diyecekler...!!
Aslında bunun öncesi de var korona'ya yakalanan bu üç maymun dan birisinin yöneticisi ve hocası covit 19'a yakalanarak tedavisini bile gördü kendi söylemleri raporlarını görmüş değiliz, fakat dünyada bu covit 19'a yakalanıp kısa sürede iyi olan bu yöneticiye ve hocaya da bizde geçmiş olsun diyoruz...
Allah kimsenin başina bu illeti getirmesin....
Neyse konumuza dönersek.!!
Liglerin oynanması yönünde ne hikmetse korona'dan iyileşen bu yönetici ligin bu haliyle tescil edilmesi veya oynanması ülke futboluna hatta dünya futboluna büyük zarar verir şeklinde açıklama yaparken yine koronadan hasta olup iyileşen Hoca liglerin sıkıştırılıp 10 ,15 günde bitirileceginden söz ederken hatta oynanması gereken takvimi de açıklayarak ve ülke futbolunu Yöneten kurum olan TFF' ye yol gösteriyor...
Sanki böyle olursa olur. Fikirlerini empoze etmeye çalışıyor.. üç maymundan diğer biri ise play oof 'tan söz ediyor yazılı görsel medyada ki yazarı çizeri yorumcusu da algı yaratıp destek maiyetinde zemin oluşturmaya çalışıyor...
diyer bir maymunun da hala bu işin içine nasıl gireriz bu buradan nasıl faydalanırız nasıl kendimize pay çıkarırız onun hesaplarını yapıyor...
Böyle de bir durum var ortada, ekonomilerini bitirmiş sıfırı tüketmiş olan bu maymunlar bütün hedefleri ortada olan bu pastayı kaptırmamak ama pastada hakları yok denecek kadar az olanlar batırdıkları ekonomilerini bu şekilde düzeltme peşinde fakat ortada olan pastanın en büyük hak sahibi olanın fikrini söylemlerini dikkate almadan kurdukları çarkta öğütmek her zaman yaptıkları gibi hak hukuk adalet kavramlarını yok sayarak kendi emellerini gerçekleştirmek...
Üç maymun bunu yıllarca yaptı ve şampiyonlukları kurdukları çaralarla pay ettiler iki sene biri şampiyonluğu alırken dört sene biri üç sene biri yıllarca futbol severi uyutarak bunu yaptılar başardılar da ...
üç maymun hakkında eskiden beri bildiğim hikayeyi anlatacağım fark varmi veya yokmu siz karar verin .!!
Eski zamanlarda bir dağın yamacında bir maymun kral, dağın diğer yamacında ise şeytan yaşarmış. Kralın yaşlı ve çok akıllı üç maymun danışmanı varmış. Şeytanın sesini duyan veya onu görenler lanetlenir ve taş kesilirmiş. Bunun sonucunda da inanışa göre maymun krallığı felakete uğrarmış. Üç maymun kralları için az bulunan bir çiçek aradıkları sırada şeytanla karşılaşmışlar. Maymunlardan biri onu görmemek için gözlerini kapatmış ama sesini duymuş. İkincisi sesini duymamak için kulaklarını kapatmış ama onu görmüş. Sonuncusu ise hem şeytanın sesini duymuş hem de onu görmüş ve bu sırdan kimseye bahsetmemek için ağzını kapatmış. Halklarını ve krallarını tehlikeye atmamak için üç maymun ellerini kapattıkları yerden çekmeyeceğine ve kimseye bu sırdan bahsetmeyeceğine dair yemin etmiş.
Biri görmez,
Biri duymaz,
Biri bilmez...
Bazen onlara bir başka bilge maymun, fb, bjk da eklenir, ki kollarını kavuştursunlar her biri, bir şey yapmamayı planlar temsil ettikleri misyon zaten belli herkes biliyor da.
Bunlara ne oluyor.!!
Anadolu'daki bazı kulüplerden önleri kesilmesine rağmen böyle devam ederse yok olacaklarını bildikleri halde kaç tanesi, "Üç Maymun" denilince bir kayıtsızlık, bir boş vermişlik, sorumluluktan kaçma gibi durumlar meydana gelir ve onlara uyar dediklerini yaparlar sonrada yapmadık der İstanbul'dakiler gibi üç maymunu oynarlar ustelik de bunu söyledin diye sana kızarlar .
Gerçeği görüp, görmezden gelmek,
Gerçeği duyup, duymazdan gelmek,
Gerçeği bilip, bilmezden gelmek
Ve hiçbir şey yapmamak...
Tüm bunları özetleyen ''Üç maymunu oynamak'' deyimi, gerçeklere sırtını dönüp kendi çıkarını düşünmek , suya sabuna dokunmadan, kurnazlıkla aradan sıyrılmanın, bir soran olursa da "Vallahi haberim yok!" Onlar yaptı karar verici onlar diyebilmenin en garantili yolunu ifade ederler.
Oysa biraz "Doğruyu konuşun dediğimizde, aslında bize bambaşka bir şey anlatmaya çalıştıklarını fark ederiz ediyoruz da .
Hakemler vasıtasıyla, önce MHK , ardından da TFF'ye ulaştığı tahmin edilen bu futbol anlayisinin, MHK'deki yorumlanışı;
"Doğru olanın karşısındaki bir şeye bakma, doğru olanın karşısındaki bir şeyi dinleme, doğru olanın karşısındaki bir şeyi söyleme ve doğru olanın karşısındaki bir şeyi yapma!" şeklindedir.
Hakemlerde ki yorumu ise, bunlar biraz daha farklı olarak, eski Köhne düzenbaz geleneklerine kadar uzanıyor.
Ancak burada, ilginç bir nokta var;
Temeli itibariyle, maymunlar ile hiç bir ilgisi olmayan bu felsefenin, onlarla ilişkilendirilmesinin tek nedeni, TFFdaki ufak bir telaffuz benzerliği...
futbolda ‘da, "ne yaparsan yap, anlaştık , ayarla" kelimeleri, "görme, duyma, konuşma" anlamlarına geliyor. Ancak kelimelerin "maymun" anlamına gelen şike kelimesiyle aynı.
Yani maymunların işin içine girdiği nokta tam da burası.!!
UEFA Üye Ülke Federasyonları İle Bugün Yapmış Olduğu Toplantıda Yerel Liglerin Vede Kupa Maçlarının Şartlar Ne Olursa Olsun Kesinlikle Tamamlanmasını İstedi.
Aslında lige ara verileli beri neler konuşuldu neler biliyoruz ...yorumcu gazeteci köşe yazarı çizeri yazar konuşur yorumlar tamam bu kabul ama koca koca kulüplerin yöneticileri hocalarının konuşmaları kabul edilir cinsten değildi futbol severler olarak hep şunu gördük 10 gün önce farklı 10 gün sonra farklı veya tutarsiz kendi çıkarlarını bencilliklerini önde tutarak diğer insanların veya rakipi olanları yok sayarak konuşanları çok gördük hatta daha fazla hak sahibi olanları yok sayarak konuşmaları ile karar verecek kurumları etkilemeye çalışanları yönlendirme yapmaya çalışanları dediklerinin olması için kendilerine zemin yapma algı yaratma ne dersen de yaptılar onun için bu konuda tutarlı görmüyorum... Biz biraz daha bekleyelim görelim olay biraz daha netleştiğinde kimin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu yönetici veya hoca profillerinin böyle olmaması gerektiğini daha iyi göreceğiz biz biliyoruz da futbol severler daha geniş acıdan görecek....