Davutoğlu, bu darbe girişimiyle susturmak istedikleri sesin, Türkiye'nin mazlumlara sahip çıkan, Türkiye'nin 'küresel adalet' diye haykıran sesi olduğunu vurgulayarak, ''Herkes hesap verecek, yükselen Türkiye'nin önünü kesmek isteyen herkes hesap verecek. Milletten almadığı iradeyi, desteği kapalı kapılar ardında almaya çalışan herkes hesap verecek'' şeklinde konuştu.
''Tek tek gelmeyin topunuz birlikte gelin''
Geçen sene MİT tırlarında yapıldığını, Dışişleri Bakanlığındaki toplantının dinlendiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bu hainler var ya, işte onlar istediler ki dışarıdan gelen telkinlerle içerideki işbirlikçileriyle 30 Mart seçimlerinde AK Parti sendelesin, Türkiye tökezlesin. Millet ise 30 Mart'ta AK Parti'ye sahip çıktığını gösterdi" dedi.
Davutoğlu, 30 Mart seçimlerinden bir gün önce düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığı nedeniyle gelemediği Konya Mitingi'ne değinerek, şunları kaydetti:
''O mitingte, Dışişleri Bakanı olarak sizlere hitap etmiş, ve şunu söylemiştim, aynı şeyi bir daha söylüyorum. O zaman da 'AK Parti dışında, hatırlarsanız, kim varsa onu destekleyin' dediler bu dışarıdaki çeteciler. Koalisyonlar kurdular, çatı aday dediler, şimdi de 2015 Haziranı'na giderken aynı çağrıda bulunuyorlar. Bir kez daha söylüyorum, tek tek gelmeyin, topunuz birlikte gelin. Eğer birinizden korkarsak Allah bu emaneti alsın. Sizin verdiğiniz emaneti korumak konusunda, bir an tereddüt edersek, Allah can emanetini bizden alsın. Kim kimle işbirliği yaparsa, kim kimin yanında koalisyon yaparsa yapsın, milli iradeyi egemen kılacağız.''
''Kudüs bizim davamız dediğimiz için..."
Başbakan Davutoğlu, "Nasıl 12 Eylül'de Kudüs'e sahip çıkıldığı için Konya mitingini bahane edip 12 Eylül darbesini yaptılar, aynı şekilde 'one minute' dediğimiz için, Kudüs bizim davamız dediğimiz için her türlü darbe girişiminde bulundular. Kim ne derse desin, o topraklar, Miraç'a sahne olan topraklar bizim için Konya kadar azizdir, Konya kadar mukaddestir" diye konuştu.
Konyalılara seslenen Davutoğlu, "Kudüs'ü uzaklarda aramayın, Kudüs sizin kalbinizdedir, bizim kalbimizdedir, 77 milyonun kalbindedir, kalbinize bakın o mukaddes diyarları görürsünüz'' şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan olarak son mitingini Konya'da yaptığını ve 10 Ağustos'ta Konya'dan aldığı desturla, izinle Cumhurbaşkanlığı makamına geldiğini belirten Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
''Konya seninle gurur duyuyorum. Hem 30 Mart'ta hem 10 Ağustos'ta büyükşehirler arasında birinci geldin oyumuzu yüzde 70'e sonra da yüzde 75'e çıkardın. Şimdi soruyorum inşallah haziran seçimlerde yüzde 80'i aşmaya var mısın? Yüzde 80 ile bu hainlere demokrasi dersi vermeye, milli iradeye sahip çıkmaya var mısın? Nasıl 12 Eylül'e direndiysen, nasıl 27 Mayıs'a direndiysen, nasıl tek parti zulümlerine direndiysen, nasıl 28 Şubat'a direndiysen, bu darbecilere karşı da milli iradeyi ayakta tutmaya var mısın? Kimler içeride ve dışarıda ne kumpaslar kurarlarsa kursunlar, 'Yeter söz de karar da sadece milletindir' diye haykırmaya var mısın? İşte Konya, Selçuklu'nun payitahtı Konya, sen ayaktaysan evlad-ı Fatihan ayaktadır, sen ayaktaysan Ortadoğu ayaktadır, senin geldiğin, Horasan erenlerinin geldiği bütün ata yurtları ayaktadır. Allah senden razı olsun Konya.''
''AK Parti'nin mayası tutmuştur''
Büyük bir iftiharla 27 Ağustos'ta Olağanüstü Kongre'de görevi aldıktan sonra bir Konyalı olarak şehre gelerek, Konyalılara teşekkür ettiğini, Mevlana'dan destur aldığını anlatan Davutoğlu, şu ana kadar 35'e yakın ili, onlarca ilçeyi ziyaret ettiğini ve herbir il, ilçeye Konya'dan selam, irfan ve Mevlana'nın derin ilmini, maneviyatını götürdüğünü söyledi.
Başbakan Davutoğlu, Konya'da olduğu gibi Türkiye'nin birçok şehrinde vatandaşların kendilerini bağırlarına bastığını ifade ederek, "Bu demektir ki maya tutmuştur, AK Parti mayası artık milletin öz mayasıdır. Görevler alınır, görevler devredilir. Cumhurbaşkanımızdan ben aldım, benden sonra başkaları alacak. Ama mayası tutmuş olan bu AK Parti davasının bayrağı hiçbir zaman yere düşmeyecek'' diye konuştu.
"Kılıçdaroğlu Şişli'nin hesabını versin"
AK Parti olarak il il, ilçe ilçe milletle buluştuklarını belirten Davutoğlu, ''CHP neyle meşgul, bir de ona bakalım. Bakın biz Türkiye'yi harmanlıyoruz. Dünyayı harmanlıyoruz. Bir ay içinde Irak Başbakanını ağırladık, Rusya Devlet Başkanını ağırladık. Ben Yunanistan'a gittim, Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı yaptık. Makedonya'ya ziyaretler yaptık. Cumhurbaşkanımız Papa'yı ağırladı ve daha bir çok ziyaretler yapıldı'' diye konuştu.
''Biz içeride ve dışarıda tabiri caizse mekik dokurken, CHP Şişli ile meşguldü'' diyen Davutoğlu, CHP'nin dünyasının bir ilçe sınırlı olduğunu belirtti.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Gerçekten demokrasimiz açısından bir ibret vesikası olayla karşı karşıyayız. Şimdi kirli çamaşırlar ortaya çıkıyor. 30 Mart öncesinde görünen o ki eski belediye başkanı, yeni belediye başkanı seçilirken elinden bir kağıt almış. Bu kağıt da Hayri İnönü, seçilirken o taahhüt etmiş, seçimi kazansa bile daha sonra eski belediye başkanı Sarıgül'ün oğluna bu görevi istifa edip vereceğine dair. CHP bu demokrasiyi öğrenemeyecek. Milli iradeyi öğrenemeyecek. Halkoyu ne demek onu öğrenemeyecek. Birinci ders şu, kimin belediye başkanı olduğuna Şişlililer karar verir. Şişlililer karar verdikten sonra birtakım oyunlarla bu değişmez. Ama şimdi o aziz Şişlililer'e soruyorum, sizin oyunuza rağmen böyle bir kağıt verilmişse, yani kim belediye başkanı olursa olsun sonra oğluna bırakılacak denmişse, bunun o çok zikrettikleri saltanattan ne farkı var? Bu, Şişli halkına saygısızlık değil mi, bu milli iradeye saygısızlık değil mi? Şimdi Şişlililerin hesap sorması lazım. Neden böyle bir imzayla milli irade kapalı kapılar ardında devredildi?''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hesap vermesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, ''Hesaptan kaçamaz. Daha Şişli'yi yönetemeyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi yönetmeye nasıl talip olabilir?'' diye sordu.
Başbakan Davutoğlu, ''Vur vur inlesin CHP dinlesin'' sloganları üzerine, ''Zaten CHP'ye millet her seçimde vuruyor, her sandıkta vuruyor. Ama ders alan yok ki. Çünkü biliyor millet CHP'ye vurmazsa, CHP iktidara gelse ilk yapacağı iş millete vurmak olacak. CHP iktidara geldiğinde millet zulümden başka bir şey görmedi ki. İşte Kılıçdaroğlu şimdi hesap verme makamında. Başka işlere yönelmesin, kendi hesabını versin. Şişli'nin hesabını versin. Hangi imzalar atıldı, hangi taahhütler verildi? Kim kimi tehdit etti? Her türlü kumpasın olduğu bir örnek. İşte CHP'ye millet oy vermez, iktidar vermez ama hasbelkader istediği gibi dört yıl değil, dört gün verilse Türkiye'yi Şişli'ye çevirirler'' değerlendirmesinde bulundu.
''Hesaplaşmaya kararlıyız''
Davutoğlu, İstanbul'da Şişli'deki, Kadıköy'deki, Beşiktaş'taki vatandaşlara ve CHP teşkilatına seslendiğini belirterek, ''İstanbul'da hiç CHP İl Başkanı olacak kimse yok muydu da Ankara eski belediye başkanını İstanbul'a il başkanı yaptılar. Çünkü bunlarda dava misyonu ile ilgili bir tavır yok. Önemli olan günü idare etmek, idari maslahat. Ama biz görevi aldığımız andan itibaren tek bir rüya gördük, o da kalkınmış büyük Türkiye ideali. Bu idealin önüne kim engel çıkartırsa, onlarla hesaplaşmaya da kararlıyız'' ifadelerini kullandı.
Şimdi hemen birtakım pazarlıkların başladığını anlatan Davutoğlu, ''2015 seçimlerine giderken, tekrar kapalı kapıların ardında bazı pazarlıklar yapıldığını görüyoruz. Bu pazarlıkların hepsinden bir şekilde hesap sorarız. CHP milletvekili açıkladı. Dedi ki, '30 Mart öncesinde paralel çeteyle işbirliği yapmakla hata yaptık.' Çıksın Kılıçdaroğlu açıklasın, başka işleri karıştıracağına, kendince Şişli'de birtakım oyunlara gireceğine çıksın açıklasın. Nedir paralel çeteyle yaptıkları işbirliği, neyi verdiler, neyi aldılar?'' diye konuştu.
Türkiye'de birçok masum insanı, mağdur hale getiren bu çeteyle işbirliği yapanların hepsinin millet tarafından cezalandırılacağının altını çizen Davutoğlu, ''Çünkü millet, oynanan oyunu görmüştür. Milli iradeye ihanet eden herkes hesap verecek. Milletin hesabından kaçamayacaklar'' dedi.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Onlar bu hesaplar içindeyken, bu kumpaslar içindeyken, biz üç ideali hayata geçirmeye kararlıyız. Tam ve mutlak demokrasi, milli irade egemenliği ve çözüm süreci üzerinden milli birlik ve beraberlik... Aslında Konya en güzel örnektir milli birliğe. Türk, Kürt ayrımı olmadan Cihanbeyli'de, Yunak'ta, Kulu'da, Konya'nın her bir yerinde bu milletin kardeşliğini gösteren bütün Konyalıları alnından öpüyorum, bağrıma basıyorum. Bütün Türkiye'de bu tabloyu görmek istiyoruz.''
''Destan yazıldı''