Bu gün sokağa çıktığınızda, tüm problemlerinizi ve sıkıntılarınızı ‘ceketinizin cebinde unuttuğunuzu’ farz edin.
Henüz yaşamaya başladığınız günün, geçmişin hiçbir olumsuzluğundan etkilenmesine müsaade etmeyin.
İlk karşılaştığınız insana hatta sokaklara, duvarlara, gökyüzüne gülümseyin.
Bugün sigara içmeyin. Kırıcı konuşmayın.
Pek alışık olmasanız bile etrafınızdakilere iltifat edin.
Bugün bir sinemaya, tiyatro ya da konsere gidin.
Daha önce görmemiş olduğunuz bir semte uğrayıp gezin. Mümkünse yeni birkaç insanla tanışın.
İyi bir lokantaya uğrayıp en sevdiğiniz yemeklerden sipariş edin. Bir kitapçıdan, okuyabileceğiniz tarzda birkaç kitap satın alın.
Bugün, para kazanmak uğruna en küçük bir gayret dahi sarf etmeyin. Deniz kenarına gidin. Çakıl taşları toplayıp suya atın.
Attığınız çakıl taşının oluşturduğu halkaları gözden kayboluncaya kadar izleyin. Denize, onun mavisine, gökyüzü ile olan uyumuna dikkat edin. Onun içinde yüzen bir balık olduğunuzu hissedin.
Bulut olup uçun…
Beton yığınlarının aralarına gizlenmiş yeşillikleri keşfedin. Üzerinizdeki kıyafetlerin bu yeşilliklerden, düğmelerinizin çiçeklerden oluştuğunu düşünün.
Doğayı koklayarak kendinizi onun bir parçası sayın. Bir gün sizin bedeninizin de yeşillikler içinde bir çiçeğe dönüşeceğini, toprak kokacağını hatırlayın ve yine gülümseyin.
Size çiklet, kâğıt mendil ya da benzeri bir şey satmaya çalışan bir çocukla karşılaşırsanız, onu sevindirin.
Sokak kenarında akordeon çalan ihtiyara kulak verin. Bir istekte de siz bulunun. İstediğiniz parça çalınırken, onunla birlikte mırıldanın.
Bugün, yeryüzünde yaşanan her şeyi, senaryosu ustaca yazılmış bir film olarak kabul edin ve filmin iyi kalpli başrol oyuncusu siz olun.
Bütün gün dünyanın en değerli varlığı olarak yaşayın. Bugün bir hayvanat bahçesine uğrayıp, onlarla iletişim kurmaya çalışın. Yeryüzünü beraber paylaşma adına, ortak bir kadere sahip olduğunuzu fark edin. Kendinizi bir zürafa, geyik ya da tavus kuşu yerine koyun. Değişik duygular yaşayın.
Günün anısına; vitrinleri inceleyip, birkaç şey satın alın. Sevdiğiniz birine hediye almayı da ihmal etmeyin. Onun, bu jestinize ne kadar sevinebileceğini düşünerek mutlu olun.
Lunaparka gidip atlıkarıncalara, çarpışan arabalara, dönme dolaplara binin. Çocuklaşın.
Bugün daha önce hiç yapmadığınız değişik bir şey yapın. Sizin için bir “ilk” olacaksa, bir diskoda çılgınlar gibi oynayın, ya da ne bileyim, bir şiir dinletisine, müzayedeye filan katılın.
Sırf değişik bir şey yapmak, bu güne kadar yaşadıklarınıza yeni bir şey daha eklemek adına…
Bu gün sinirlenmeyin, olumsuz hiçbir şeye kafanızı takmayın, kendinizle ve etrafınızla barışık olun. Her şeyin, yaşamanın güzel olduğunu düşünün.
Mutlu olmak için beklemeyin. Onu gizlendiği yerden elinizle koymuş gibi uzanıp alın.
Bir anı defteriniz yoksa bile “Bugün…” diye başlayan bir cümleyle, yaşadıklarınızı ayrıntılı olarak bir kenara not edin.
Bir gün birisi, farklı tarihlerde yaşanmış bu anıları alıntı yaparak bir kitap haline getirirse; burada kendinizi de okuyun. Hatta kitabın en güzel sayfası siz olun.
Ve eğer orada şöyle bir şiir okursanız bilin ki, bana ait bir şeye de rastlamış olacaksınız.
‘Merhaba’ deyince açılan bir günden içeri girip
Gece, takılarını takana kadar dolaştım.
Ucuzundan bir gülücüktü sermayem
Önüme çıkanla paylaşıp;
Düşmandır sandığımla bile
Kırk yıllık dost gibi anlaştım.
Arkadaş;
“Bu hayat çekilmez” diyorsan hala
Bil ki:
Sırf bizim yüzümüzdendir.
Gülümse
Gülümse
Sen de gülümse
Bak kimler çiçek açacak…
Bu Hayat Çekilmez!
.