MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasında, devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü inanmışlıkla savunan her vatan evladına hem gönül hem de vefa borçlarının olduğunu vurguladı.
"Şehitlerimiz haklarını helal etsinler, geride bıraktıkları anneleri, babaları, eşleri, yavruları müsterih olsunlar, ne vatandan vazgeçeceğiz ne de ihanete göz yumacağız." diyen Bahçeli, gül bahçesine girer gibi ateşe girenlerin, toprağın bağrında sıradağlar gibi duranların, nehirleri gazi, dağları kahraman olan bu cennet vatanın tarihi ve manevi haklarının namuslarına emanet olduğunu ve bu emanetin can pahasına korunacağını belirtti.
Bahçeli, şehitlerin kanının yerde kalmayacağını, sorulacak hesabın mahşere bırakılmayacağını belirtti.
Şehit öğretmenleri de anan Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:
"Necmettin Yılmaz 23 yaşındaydı, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yapıyordu.16 Haziran 2017'de tatil maksadıyla memleketi Gümüşhane'ye giderken Tunceli-Pülümür karayolunda PKK'lı teröristler tarafından aracı kurşunlandı ve yakıldı. Necmettin Yılmaz evladımız hayatının baharında şehit edildi. Sınıfı yetim kaldı, öğrencileri, mesai arkadaşları hüzne boğuldu.
Şenay Aybüke Yalçın 22 yaşındaydı. Henüz yedi aylık öğretmendi. Batman Kozluk'ta 9 Haziran 2017'de karne dağıtımından sonra memleketine dönerken PKK'lı teröristler tarafından şehit edildi. Hainler bu kızımıza da hiç acımadılar. Tayini çıktığında 'Öğretmen oldum ben' diyerek sevinmişti, sonrasında al bayrağa sarılı naaşıyla baba ocağına döndü.
Yıllar içinde pek çok öğretmenimizi teröre kurban verdik. Hiçbir suçları, hiçbir günahları yoktu. Hepsinin de tertemiz hayalleri, tertemiz hedefleri, tertemiz vicdanları vardı. Tek gayeleri sınıfları dolduran masum yavrularımıza tecrübelerini aktarmak, onların kafalarını bilgiyle aydınlatmaktı. Biliyor ve inanıyoruz ki, öğretmenlik kutsal bir mesleğin adıdır. Öğretmenler bir milletin ufkunu aydınlatan meşalelerdir. Gelecek nesiller öğretmenlerimizin eseridir. Bu eser ne kadar milli ve manevi gerçeklerle inşa edilirse o kadar muhkem ve muteber olacaktır."
Öğretmen demek irfan kapısının anahtarı; saygının, sevginin, şefkatin ahlakı demek olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Konuşmanın hakkını vermek için sözcükleri anlamalıyız, çare öğretmenlerdir. Düşünmenin hakkını vermek için kavramları bilmeliyiz, pusula öğretmenlerdir. Hayatın hakkını vermek için duyguları tanımalıyız, kılavuz gene öğretmenlerdir. Öğretmenlerimiz bize, bilginin kafamıza doldurduklarımız değil, kafamızdan çıkanlar olduğunu öğreten, bir yüklenme değil bir yükleme gücü olduğunu gösteren insani cevherlerimizdir." diye konuştu.
"Uzaktan da olsa öğretmenler yine fedakarca mücadelelerine devam ediyor"
Kovid-19 salgını nedeniyle yüz yüze eğitimin mecburi hallerden dolayı ertelendiğini dile getiren Bahçeli, uzaktan da olsa öğretmenlerin yine fedakarca mücadelelerine devam ettiklerini belirtti.
Bahçeli, Kovid-19'un ikinci dalgasının vahim ve yaygın bir şekilde ortaya çıktığı bugünlerde uzaktan eğitim öğretim yoluyla yeni bir dünyanın kapılarının hızla açıldığını ifade ederek, önemli olanın bu yeni dünya formatına nasıl ayak uydurulacağının akıl, bilgi, sabır ve sağduyuyla ele alınması olduğunu kaydetti.
Öğretmeni sınıfından koparan, öğrenciyi okulundan mahrum eden bu salgının risk ve tehditlerini bütün yönleriyle kavrayıp stratejik bir avantaja çevirmek için kolların sıvanması gerektiğini belirten Bahçeli, mevcut olumsuzluklardan sızlanmak ve şikayet etmek yerine bu olumsuzlukları aşmanın ve lehe çevirmenin yollarının bulunması ya da yeni bir yol açılması gerektiğini söyledi.
Bahçeli, "Salgının hepimizi derinden etkilediği bir dönemde, öğretmenlerimizin sorunlarını ülkemizin ve toplumumuzun sorunlarından ayrı tutmamız mümkün değildir. Hangi gerekçeyle olursa olsun öğretmenlerimizden esirgeyeceğimiz imkanların yarın karşımıza çıkacak toplumsal faturası çok daha ağır olacak, geleceğimiz, 'Huzursuz öğretmen, eğitimsiz öğrenci, bocalayan ülke' döngüsünden maalesef kurtulamayacaktır." diye konuştu.
Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesinin, öğretim kadrosunun niteliği ve huzuru ile doğrudan ilişkili olduğuna dikkati çeken Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zira ne kadar ileri eğitim sistemi getirirsek getirelim, eğitimi ne kadar geliştirdiğimizi iddia edersek edelim onu uygulayacak olan öncelikle öğretim kadrolarımızdır.
Sorunları çözülmemiş öğretmen sorunlu öğrenci ve sorunlu eğitim sistemi demektir. Hepimizin düşünmesi gereken konu; öğretmeni ve eğitimi kalkınmanın merkezine koymak yerine, neden yıllardır kıyısında bekleterek tali bir unsur haline getirmiş olduğumuzun sorgulanmasıdır. Geleceğimizden tasarruf edemeyeceğimize göre geleceğimizi hazırlayan öğretmenlerimizden kısacağımız bir imkanın bedeli ise mutlaka ağır olacaktır. Yüksek hedefleri gözüne kestirmiş, milletinin refahını ve mutluluğunu ilke edinmiş bir devletin önce öğretmenlerini mutlu etmesi kaçınılmaz bir zorunluluk ve gerekliliktir. Dileğimiz atanamayan tek bir öğretmenimizin kalmamasıdır. Dileğimiz öğretmenlerimizin öncelikli sosyal, ekonomik, mesleki sorunlarının süratle çözülmesidir."
Kovid-19 salgınının yoğun bir şekilde yaşandığı bugünlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve mesai arkadaşlarının muazzam çalışmaları ve samimi gayretlerinin kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini söyleyen Bahçeli, "Bu vesileyle Sayın Bakanımıza ve bakanlık personeline yürekten teşekkür ediyorum. Şehit öğretmenlerimize Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum. Görevini yapmanın huzuruyla emeklilik günlerini yaşayan öğretmenlerimize sağlıkla geçecek uzun bir ömür diliyorum. Bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü gönülden tebrik ediyor, hepsine saygılarımı sunuyorum."
"Bunların kalpleri mühürlü, vicdanları sürgülüdür"
Bahçeli, bir milletin varoluş haklarının müdafaa cesametini, kahramanlarla korkakların amansız hesaplaşmasının belirleyeceğini söyledi.
"Ya kahramanca yaşayacağız ya da korkaklara yakayı kaptıracağız. Ya kahramanların destanını okuyacağız arşın yüzüne ya da korkakların bahanelerini dinleyeceğiz asırların sancılı sesinden" diyen Bahçeli, Prof. Dr. Sadri Maksudi Arsal'ın, "Kahraman yetiştirebilmek milletler için çok değerli bir haslettir. Kahraman, milletin mukaddesat hazinesidir." sözlerini anımsattı.
Bahçeli, her hainin, aynı zamanda korkak ve namert; her kahramanın dirayetli şekilde korkuyu kovan, korkulukları yıkan olduğunu ifade etti.
Nifak çıkaranlar, tezvirat üretenler, milli ve manevi değerlerle göz göre göre tenakuza düşenlerin aslında korkakça hayat sürenler olduğunu belirten Bahçeli, "Bunların kalpleri mühürlü, vicdanları sürgülüdür. Kulakları vardır, duymaz; gözleri vardır, görmez; dilleri vardır, hakikati söyleyemez. Fakat konu fitne oldu mu bunlar anında uykusundan uyanmış yılan gibi başlarını kaldırırlar, saklandıkları deliklerden birer ikişer fırlayarak ortalığa saçılırlar." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, birkaç haftadır korkakların, fitnebazların, dümencilerin, düzencilerin, kudurmuş emellerin sap yiyip saman öğüttüğünü bir hayli fazla gördüklerini dile getirerek, "Bilhassa Cumhur İttifakı’yla ilgili akla hayale sığmayan çirkin dedikoduları esefle, hayretle ve ibretle takip ediyoruz. Mandacılar vites yükseltmişler, vesayetçiler gaza basmışlar, iş birlikçiler birdenbire davulun kasnağına vurmaya başlamışlardır." diye konuştu.
"Cumhur İttifakı Türkiye’nin yegane umududur"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı’nın kolonlarının çatırdadığını söyleyenlerden tutun da, 'Bu dönüşte MHP’ye yer yok' diyen tescilli korkaklara varıncaya kadar pek çok şey yazılmış, söylenmiş ve yorum olarak paylaşılmıştır. Bazıları da çıkıp, 'Bütün gelişmeler bir rota değişikliğine işaret ediyor' diyecek kadar akıl ve basiret noksanlığını ispat etmiştir. Türkiye düşmanlarının sığınağı olan bir gazetede köşe yazarlığı yapan korkak ve kiralık bir kalem sahibi, 'Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli'yi harcar, Bahçeli de Erdoğan'ı; zamanı var...' diyebilecek kadar fitnenin zehriyle zehirlenmiş, körkütük halde kendinden geçmiştir. Çünkü bunların canı böyle istiyor. Çünkü bunların kirli amacı bunu işaret ediyor. Kurdukları hayallerden bile malzeme çalan zavallıların sözüne itibar edecek hiçbir vatan evladı olamayacaktır. Kaldı ki maruz kaldıkları hayal kırıklıklarını hiçbir alçı da tutamayacaktır.
Karanlık kuyuların güneş görmeyen dip köşeleri neyse bunların vicdanı odur. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki; MHP ile AK Parti, Türk tarihinin iki ucunu bir sevdayla kavrayıp geleceğin parlak ve onurlu kucağına doğru taşıyan iki kahraman millet eseridir. Biz harcarsak sadece hainleri, sadece Ali Kemal varislerini harcarız. Cumhur İttifakı siyaseti pazarlık üzerine inşa etmemiştir. Cumhur İttifakı al-ver süreciyle kurulmamıştır. Cumhur İttifakı’nın ortak paydası mevki-makam hırsı değil, Türk milletinin tarihi ve dokunulmaz haklarıdır. Cumhur İttifakı, cumhurun şeref nişanesi, Cumhuriyetimizin kuruluş ruhunun nigehbanıdır. Yolu doğru olanın yükü de ağırdır. Bu yük fedakar yürekler tarafından omuzlanmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız ile hukukumuz Türkiye düşmanlarının kafalarının almayacağı kadar tutarlı, dengeli, hesapsız, plansız, ilkeli, karşılıklı hürmet ve muhabbete dayalıdır. Kara kediler başka yerde dolaşsın, müfsit çakallar başka mahfillerde at koştursun. Cumhur İttifakı Türkiye’nin yegane umudu, yedi düvele karşı güvencesidir."
-"Nifak saçan dillerinizi Cumhur İttifakı’ndan derhal çekiniz"
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bütün kurum ve kurallarıyla kökleşmesi için ihtiyaç duyulan hukuk, adalet, ekonomi, sosyal ve diğer tüm reformların, Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi olduğunu vurgulayarak, "Kaldı ki en büyük reform Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Cumhur İttifakı; cukka ittifakı değildir, curcuna ittifakı değildir, çukur ittifakı değildir, çuval ittifakı değildir, çuvallamış bir ittifak hiç değildir." dedi.
İttifaklarının, milletin ittifakı, tarihin, bekanın, milli ülkülerin, kızıl elmanın, kutlu yarınların ittifakı olduğunu belirten Bahçeli, "Mülevves niyet sahiplerine diyorum ki, o pis ellerinizi ve nifak saçan dillerinizi Cumhur İttifakı’ndan derhal çekiniz, size buradan kemik çıkmaz. Cumhur İttifakı yaşayacaktır, reformları birbiri ardına hayata geçirecektir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk milletinin geleceğinin mimarı olacaktır." ifadelerini kullandı.