Pandemi krizinin etkili olduğu ikinci çeyrekte, hükümetin aldığı önlemlerle en az küçülen ülkelerden olan Türkiye, üçüncü çeyrekteki güçlü toparlanma ile birlikte yeni bir döneme de giriyor.
YENİ ROTAYI YEP ÇİZDİ
Ekonomide istikrarın güçlendirilmesinin hedeflendiği YEP'te, enflasyon ve cari dengede kırılganlıkları azaltacak teknoloji, verimlilik ve rekabet odaklı politikaların hayata geçirilmesi öngörüldü. Salgın sonrası küresel tedarik zincirinde ortaya çıkan aksamaları fırsata dönüştürerek, Türkiye'ye üretim ve yatırımda cazibe merkezi haline getirecek adımlar atılacak.
İTHALATA BAĞIMLILIK AZALACAK
Türkiye'nin yaşadığı krizlerin en önemli nedenlerinden olan cari açık ve finansmanı konusunda da tarihi bir dönemeçten geçiliyor. Bir yandan keşfedilen kaynaklar ile önümüzdeki dönemde enerji ithalatı ve faturası aşağı çekilirken, diğer yandan Türkiye'nin tedarik zincirindeki konumunun yükselmesi ile ihracat artıyor. Ekim ayının ilk 13 gününde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 92.1'e çıkarken, altın hariç bu oran yüzde 101.8'e ulaştı.
ALTINDA ÇÖZÜLME BAŞLADI
Son dönemde Türkiye'nin cari açık vermesinde en etkili kalemlerinden olan altına olan talep, uzun zamandan sonra ilk defa bu ayın ilk 14 gününde azaldı. Altına dayalı fonlardan 30 Eylül- 14 Ekim tarihleri arasında 217 milyon TL net çıkış oldu. Altına talebin düşmesi fonlanması gereken dış açığı düşürüp, döviz talebini indirecek ve kurlardaki baskıyı hafifletecek. Türkiye ekonomisinin çizdiği yeni rota, yabancıdan da tam not alıyor. Hazine'nin eurobond ihracına 3 kat talep gelirken, yabancı yatırımcılar 25 Eylül-9 Ekim döneminde 170 milyon dolarlık Türk varlığı aldı.