Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Danışma Meclisine Dr. Selim Temurci’nin yanı sıra, Genel Başkan Yardımcıları, Bakanlar, Milletvekilleri, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyeleri, İBB Başkanı Kadir Topbaş, İlçe Başkanları, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri ve teşkilatın her kademesinden çok sayıda partili katıldı.
1 KASIM’DA ÇOK BÜYÜK BİR ZAFERE İMZA ATTIK
Dr. Selim Temurci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk demokrasi tarihinde yaşanmayanları birlikte yaşadık. 7 Haziran’da bir seçim yaşadık. Adeta sayılmayan bir seçimdi. 7 Haziran gecesi İl Başkanlığımızın önüne gelerek, ‘Sayın Başkan, ne olur koalisyon olmasın, tekrar seçim olsun’ diyen, gözyaşları döken kardeşlerimizin duası milletimizin basireti ile birleşince, 1 Kasım’da çok büyük bir zafere imza atmış olduk. Bugün burada, başta Başbakanımız olmak üzere bu zaferin mimarlarıyla, teşkilatımızın her kademesinde görev alan kardeşlerimizle birlikteyiz. Geçen 9 ay içerisinde 2 seçim, 4 Büyük İstanbul Mitingi, onlarca ilçe mitingi ve binlerce faaliyete imza atan yüz binlerce kardeşime teşekkür ediyorum. İstanbul’da kapı kapı dolaşan, siyasetin nezaketini gönüllere taşıyan Kadın Kollarımıza, bitmez tükenmez enerjileriyle bizleri motive eden Gençlik Kollarımıza, bütün milletvekili adaylarımıza, ilçe başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, AK Parti’nin mahallelerdeki cengaverleri olan mahalle başkanlarıma emekleri için şükranlarımı sunuyorum.”
AK PARTİ KAZANDI, MİLLET KAZANDI
7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananları değerlendiren ve muhalefetin durumunu eleştiren Dr. Selim Temurci, şu ifadeleri kullandı: “Her şey milletin gözü önünde oldu. Millet, bizi de, onları da gördü ve hükmünü verdi. Bozguncular, bloklaştırmacılar, hayırcılar ve hendekçiler kaybetti çok şükür. ‘Millet kazanacaksa kaybetmeye razıyız’ diyen AK Parti kazandı, millet kazandı. Maalesef AK Parti’nin seçim zaferinden de bir ders çıkarmadılar. Ana muhalefet partisi milletvekili oldular ama kendi ülkelerine DAEŞ destekçisi diye iftira atmaya devam ettiler. Kimi her anlamda Türkiye ile mücadele yürüten bir ülkenin kapısında onur aradı, kimi ise ‘eğer bu ülke bir başka ülke ile savaşırsa, ben onun yanında olurum’ dedi. Camilerimizi kundakladılar, minarelerimizi kurşunladılar. Bu millet, aydın olduğunu söyleyen karanlık beyinlerin ihanetini de gördü.”