Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı İslam, 'doğum hediyesi' olarak yapılacak ödemenin yurt dışındaki Türk annelere de verilmesi için çalışıldığını bildirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, ''Doğum hediyesi olarak yapılan ödemenin yurt dışındaki Türk annelere de nasıl verilebileceğini çalıştığımızı müjdelemek isterim'' dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca Avrupa Birliği IPA-4 kapsamında verilen destekle hazırlanan ''Türkiye’deki Şartlı Eğitim Yardımı Programının Lise Devam Oranları Üzerine Etkisinin Artırılması Projesi'' tanıtıldı.
Bakan İslam, proje tanıtım toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, geçen hafta açıklanan ''Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı''nı anımsatarak, hem o paketin hem de başlatılacak bu yeni projenin gençler ve ailelere yönelik yapılacak düzenlemeler için önemli ipuçları verdiğini belirtti.
Aileye yönelik hazırlanan paketin getirdiği bazı önemli konulara değinen İslam, paketle aile ve iş yaşamının uyumlaştırılacağını, doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin memuriyet kıdeminde değerlendirileceğini söyledi.
Doğum yapan kadınlara para ödeneceğini belirten İslam, bunun çalışan, çalışmayan tüm kadınlar için geçerli olduğunu, bir armağan, teşvik ve teşekkür olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. İslam, doğum hediyesi olarak yapılan bu ödemenin yurt dışındaki Türk annelere de nasıl verilebileceğini çalıştıkları müjdesini de verdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı izniyle açılan kreşlere 5 yıl vergi istisnası tanınmasının da bu alanda rahatlatıcı bir reform olacağını belirten İslam, bunun kreş hizmetlerini artıracağını, kaliteyi yükselteceğini, fiyatları da düşürebileceğini söyledi.
Bakan İslam, kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların azaltılmasına yönelik hizmetlerin etkinliğinin artırılması konusunda da sürekli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
''Okula devamsızlık yüzde 50 oranında engellendi''
Bakanlığın paketten önce de uyguladığı bütün bu sosyal politikaların, ailenin zayıflamasına sebep olacak etkenleri ortadan kaldırmayı amaçladığını ifade eden İslam, bu çalışmalardan birinin de yoksullukla mücadele ve yoksulluğun olumsuz etkilerini en aza indirmek programları olduğunu kaydetti.
Bu programların hepsinin vatandaş odaklı hizmet anlayışı çerçevesinde, teknolojik bir altyapı temelinde, objektif kriterlere dayanarak gerçekleştirildiğini belirten İslam, ''Yardıma muhtaç vatandaşlarımıza gıda, yakacak, barınma, eğitim materyali gibi süreli yardımlarlae yaşlı ve engelli aylıkları, eşi vefat eden kadınlara yardımlar, muhtaç asker ailelerine yapılan yardımlar, genel sağlık sigortası prim ödemeleri ile şartlı nakit transferleri gibi düzenli yardımlar yapılmaktadır'' diye konuştu.
Şartlı Nakit Transferi Yardım Programı'na (ŞNT) değinen İslam, bu yardımın özellikle yoksul ailelerin çocuklarının temel hizmetlerden faydalanmasını sağlaması nedeniyle önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.
Şartlı Eğitim Yardımları (ŞEY) kapsamında, okul öncesinden lise son sınıfa kadar örgün eğitime katılan yoksul öğrencilerin ailelerine, okula düzenli olarak gitmeleri şartıyla düzenli nakdi destek sağlandığını anımsatan İslam, kız çocuklarına erkek çocuklardan, lise öğrencilerine de ilköğretime devam eden çocuklardan daha fazla miktarda verildiğini kaydetti.
Desteklerin doğrudan annelerin hesabına yatırıldığını belirten İslam, 2003 yılından bu yana yapılan etki analizi çalışmalarında, desteklerle ailelerin ekonomik şoklara karşı dayanıklı olmasının sağladığının görüldüğünü de söyledi.
İslam, ayrıca öğrencilerin okula düzenli devam etmeleri şartıyla verilen şartlı eğitim yardımlarıyla hedef kitledeki öğrencilerin okula devamsızlık oranlarının yüzde 50 oranında engellendiğinin belirlendiğini, bunun da iyi bir etki olduğunu kaydetti.
''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerekiyor''
Şartlı nakit desteği programlarının kız çocuklarının eğitime devamları üzerinde daha fazla etkili olduğunun da görüldüğünü aktaran İslam, iyileşmeler olmasına rağmen lisede devamlılık oranının yüzde 76 olarak belirlendiği bilgisini paylaştı. İslam, ''Lise devamlılığına dikkat etmemiz gerektiğini, oradaki programı biraz daha güçlendirmemiz gerektiğini düşündük ve bu program hazırlandı'' dedi.
Projenin çıktılarının iki yıl boyunca takip edileceğini belirten İslam, ''Bu programla liseye devamı hangi ölçüde teşvik edebildiğimizi ölçeceğiz. Yüzde 76'lardan nereye çıktı. Buna bakacağız, eğer desteklenmesi gereken bir artış kaydedersek fon kaynakları tükendiğinde kendi imkanlarımızla bu destekleri sürdürmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
Programla sadece ekonomik katkı verilmeyeceğine dikkat çeken İslam, aynı zamanda lise çağındaki çocuklara devamsızlık ve okuldan ayrılma sorunlarıyla ilgili danışmanlık ve rehberlik hizmeti verileceğini söyledi.
''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli''
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Halil Etyemez de konuşmasında küreselleşmenin ekonomiye katkı ve etkilerinin, bilimdeki gelişmelerin artmasıyla insan kaynağının öneminin de arttığını belirtti. Etyemez, insan kaynağının verimli kullanımının ekonominin itici gücü olacağına vurgu yaptı.
Eğitim ve istihdam ilişkisinin güçlendirilmesinin önemine değinen Etyemez, okul öncesinden başlayarak temel becerilerin kazandırılması, ülke genelinde eğitime erişimin artırılması gerektiğini söyledi.
Projeyle gençlere son derece katkılar sunulacağını vurgulayan Etyemez, her türlü yenilikçi projeye de destek verdiklerini belirtti.
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Zombati de eğitimin önemine değinerek, okulu erken bırakmaların AB ülkelerinde de karşılaşılan bir güçlük olduğunu, bunun sonuçlarının da ileride güçlü etkilerinin yaşandığını kaydetti.
Zombati, AB ülkelerinde bu konuda hedefler belirlendiğini, okuldan ayrılma oranlarının 2020 yılı itibarıyla yüzde 10'un altına çekilmesinin, 30-34 yaş arasındaki kişilerin yüzde 40 oranında yükseköğretimlerini tamamlamış olmalarının planlandığını kaydetti.
Okulu bırakma sorununun daha çok yoksul bölgelerde yaşandığını ifade eden Zombati, ''Erken okuldan ayrılmanın sonuçları önemli. Erken evlilik hala kız çocukları için bir sorun bu ülkede. Bunun sonucu olarak da eğitimden hariç bırakılıyorlar. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması olumlu bir gelişme ancak açık eğitime yönelmenin nedenlerine bakılmalı'' dedi.
Zombati, ''Bir kız çocuğunun 6 yaşında evlenebileceği'' yönündeki açıklamaları da eleştirdi.
İki yıl sonunda projenin başarı sonuçlarının görüleceğini belirten Zombati, yoksul kişiler arasında erken okuldan ayrılma oranının düştüğünün görüleceğini, daha kaliteli bir eğitim için AB'nin Türkiye'yi destekleyeceğini kaydetti.
Sosyal Yardımlar Genel Müdürü Abdurrahman Madan da lise eğitimini önemsediklerini, desteklenmesi gerektiğini belirterek, bu amaçla yeni proje geliştirdiklerini söyledi.
Madan, projeyle ailelerin çocuklarını okula göndermeleri yönünde teşvik edileceğini, okulu bırakma risklerine yönelik de rehberlik hizmeti verileceğini belirtti.
''En büyük ikinci hibe projesi''
Proje kapsamında, liseye devam eden fayda sahibi öğrencilere proje kapsamında 2014-2015 ve 2015-2016 eğitim-öğretim dönemleri aralık aylarında senede bir kere olmak üzere, öğrenci başına 60 avro (172 TL) teşvik verilecek.
2014-2015 eğitim-öğretim dönemi ekim veya kasım aylarında yüzde 80 ve üzeri eğitimine devam eden 9, 10 ve 11. sınıftaki fayda sahibi toplam 229 bin 207 öğrencinin annelerinin hesabına, Aralık 2014'te ilk teşvik ödemeleri yatırıldı.
2015-2016 eğitim-öğretim döneminde de aralık ayı itibarıyla bu devam şartlarını karşılayan fayda sahibi öğrencilerin annelerinin hesabına ikinci teşvik ödemesi gerçekleştirilecek.
Proje, 37,7 milyon avroluk bütçesiyle Türkiye'de bu kapsamda onaylanan en büyük ikinci Avrupa Birliği Doğrudan Hibe Projesi olması özelliğini taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.