Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları;
"Ülkemiz için canlarını feda eden şehitlerimize, işçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Diyarbakır annelerine bir kere daha selam gönderiyoruz. Evlatlarına kavuşmalarıyla ilgili süreçleri yakından takip ediyoruz. İzmir depremiyle ilgili gündemi yakın bir şekilde takip ediyoruz.
Türkiye bu büyük acının yaralarını sağlamaya devam ediyor. Devlet bütün imkanlarıyla birlikte ilk andan itibaren depremin acılarını sarmak için seferber oldu. Çok sayıda birim koordinasyon içinde İzmirimizi bu afetten, oluşan yaraları bir an evvel sarma konusunda beraber olmaya çalıştı. Kurtarma ekiplerinin fedakârlıkla çalıştıklarını hep beraber gördük.
Hiçbir kelimenin yetmeyeceği kadar büyük fedakarlık, hepsine teşekkürlerimizi iletiyoruz. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının görülmesi için çok çeşitli birimler devreye girdiler. Çalışmalarda kullanılmak üzere AFAD tarafından 13 milyon lira kaynak aktarıldı.
Hane başına yıkılan binalarda eşyasını kaybedenler için 30 bin liralık eşya yardımı yapılması kararlaştırıldı. Yıkılması gereken hasarlı evler var, bunlarla ilgili ev sahiplerine 13 bin, kirada olanlara 5 bin lira yardım yapıldı.
MYK gündeminde kongre sürecimizi ilgilendiren kapsamlı sunum vardı. Mali ve idari işlerimizin sunumu vardı, iç ve dış gündem maddeleri vardı. TBMM çalışmaları değerlendirildi. En son Cumhurbaşkanımız hafta sonu Kahramanmaraş ve Kocaeli kongrelerine katıldı. Buradaki buluşmanın, vatandaşlar tarafından coşkusunu ifade etmek isterim.
Bu haftaki en büyük sevincimiz Şuşa'nın işgalden kurtarılmasıdır. 28-30 yıldır işgal altında kalan bu bölgeler bire bir, has, öz Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan bunları hukuka aykırı şekilde işgal etmişti. Şimdi Azerbaycan'ın toprakları Ermenistan işgalinden tek tek kurtarılıyor.
Şuşa herhangi bir şehir değil, aynı zamanda Azerbaycan'ın kadim kültürünü yansıtan kültür başkenti, bir sembol. Bundan sonraki Karabağ'daki Azeri topraklarının kurtarılmasının yakın olduğu anlamına geliyor sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum, Ermenistan'ın işgal barbarlığına destek veren ülkeleri kınıyoruz.
Tek dertleri Ermenistan'ın gayri insani ve gayri hukuki desteklerine destek vermek. Bu ülkelerin başında Fransa geliyor. Fransa'daki kendini yönetememe problemini kapatmak için İslam, Türkiye düşmanlığı tavrın içerisine giriyor. Fransız devletinin hukuk ve insanlık alanındaki kazanımlarının Macron tarafından berhava edildiğini görüyoruz Fransız polisi 1 Türk, 3 çocuğu ailelerinden alarak sorguladı. Bu çocuk 10 yaşlarında. Peygamber efendimizin hakkında yapılan çirkin karikatürlerle ilgili sınıfta yorum yapmalarını istiyorlar. Öğrenciler doğru bulmadıklarını söylüyorlar ve ailesine haber bile vermeden sorgulayıp, terör suçlusu muamelesi yapan bir Fransa ile karşı karşıyayız.
Bozkurtlar adlı bir yapılandırma yok, bu tamamen yakıştırma bir isim. Oradaki kardeşlerimize Fransa devletinin bu şekilde girişimleri söz konusu oluyor. Orada barışçı gösterisi yapan vatandaşlarımız böyle muamele ile karşı karşıya iken PKK ve FETÖ'cüler çok rahat gezebiliyorlar.
ABD seçimleri ile eşzamanlı olarak Netanyahu yönetimi yeni işgallere imza atıyor. Ürdün vadisinde konutları yıkıyor. Dünyanın bu barbarlığa ve hukuksuzluğa karşı ses vermesini bekliyoruz.
Yarın 10 Kasım, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 82. yıldönümü. Bir kez daha Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını rahmetle yadediyoruz."
SORULAR VE YANITLAR
"MYK gündemini sizlerle paylaştım. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde göreve getirme, görevden alma, istifayı kabul edip etmeme Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Benim bir açıklama yapmam söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız uygun gördüğü şekilde kamuoyuyla paylaşacaktır.
Bu MYK'nın konusu olan bir konu değil, kabine ile ilgili bir konu. Sayın Cumhurbaşkanımız uygun gördüğü şekilde paylaşacaktır. Tabii ki bir devlet krizine dair bir durum yok. Bir devlet krizinden bahsedilecek şekilde herhangi bir noktada tıkanma ve aksama sözkonusu değildir. Türkiye'nin yönetilmesinden, hak ve menfaatlerinin korunmasına kadar devam etmektedir.
Bu Pazar günü sayın Cumhurbaşkanımız kapalı Maraş bölgesini ziyaret edecekler. Sayın Bahçeli'yi de davet ettiler.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi kendi gündemine kendi konularına hakimdir. Devlet krizi olarak nitelendirilecek tıkanma ve aksama söz konusu değildir. Yetkiyi getirme, göreve getirme, istifayı kabul edip etmeme Cumhurbaşkanının takdirindedir.
Buradaki mesele bunu kabul edip, etmeme, görevce getirip getirmeme Cumhurbaşkanımızın takdiridir, uygun gördüğü şekilde takdirini kamuoyuyla paylaşacaktır."
"ABD seçimlerini çok yakından takip ettik, şu andaki tartışmaları takip ediyoruz. Türkiye seçim sonuçları belli olduğu zaman kazananı tebrik edecektir. Seçim sonuçlarının resmen belli olmasını bekliyoruz. İtirazlar oluyor. Önemli olan Amerikan halkının, demokrasisinin verdiği karardır. Adayların her ikisini de Türkiye yakından tanıyor. Gayri resmi sonuçlara göre kazandığı iddia edilen Biden ile Obama döneminde yakın çalışma imkanı oldu.
Türkiye hak ve menfaatlerini hangi politik araç ve ajandayla karşısındaki muhataplara göre nasıl şekillendireceği konusunda büyük deneyime sahip bir ülke. Seçim sonuçlarının tartışılması demokrasinin geleceği açısından kaygı verici. Buna daha çok kafa yormak gerekiyor. Türkiye gayri resmi sonuçlardan sonra resmi sonuçlar açıklandıktan sonra tabii ki kazananı tebrik edecektir. Başkan seçilen kişi ve yönetimle uygun politik gündem ve araçlarla çalışacaktır.
Maalesef seçim zamanı fırsat bilerek daha önce Trump zamanındaki aşırı uygulamaları devam ettireceği konusunda pek çok açıklama yaptı İsrail hükümeti. Kesin olan şudur, iki devletli barışı yok etmektedir. Trump döneminde alınan karalar, başkentin Kudüs'e taşınması barışa değil çatışmaya hizmet ediyor. Bugün hem Ürdün vadisi hem de Doğu Kudüs'teki yıkım kararlarını şiddetli bir şekilde protesto ediyoruz."
"1 Kasım itibarıyla göreve başladı. Temsilcinin atanmasını son derece kıymetli buluyoruz. Antisemitizmin yerine birileri İslam düşmanlığını koymaya çalışıyor. Aşırı sağcıların zihniyet dünyasında Avrupa değerlerine düşmanlık var, antisemitizm var. Yeni temsilcinin atanmasını son derece olumlu karşılıyoruz, dünyanın geleceği açısından önemli bir görev. Elimizden gelen her desteği vermeye hazırız sayın temsilciye."
"Bazen Diyanet teşkilatına bazen milli görüş bazen ülkücüler diyorlar. Soydaşlarımızın ayrı ayrı etiketlerle hedef gösterilmesini asla kabul etmiyoruz. Üstelik çoğunun arkasında mesela Bozkurtlar Hareketi'nin gerisine baktığımızda böyle bir yapılanma yok. Ermenileri protesto eden Türk vatandaşlarına karşı böylesine bir faaliyet Ermeniler tarafından yürütülüyor, Fransa'da kendi takibine alıyor. Bu olmayan yapılanmaları, isimleri, dernekleri, gruplaşmaları hedef göstermek Fransız demokrasisine, kamu hizmetine, sosyal barışının korunmasına hizmet etmez."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.